Bizim Suriye iç savaşına müdahalemiz büyük ölçüde ABD’nin Türkiye’yi öne itmesinin etkisiyle olmuştu ve aslında bunun yaratacağı tehlikeyi o günlerde de anlamak mümkündü.
O dönemde ABD, Esad muhaliflerinin yanında yer almış gibi görünerek “Türkiye ile birlikte ÖSO’ya eğit-donat projesi yapmak üzere” ortaya çıkmıştı. Sonra ne oldu?
ÖSO’nun kurucu komutanı Albay Riyad Esad şöyle anlatmış: “Proje Suriyeli muhalifler içinmiş gibi gösterilerek arka planda PYD (PKK) için uygulandı. Kobani, Haseke ve Afrin’de ABD’li eğitmenler tarafından 8 binden fazla PKK’lı eğitildi”.
Bugün Afrin’de yokuz diyen ABD’nin yürüttüğü bu projelerle TSK şu anda o “eğitilmiş, donatılmış binlerce PKK’lı” ile (ve yanındaki DEAŞ’la) Türkiye’nin sınır güvenliği için mücadele ediyor.
Suriye’nin bölünmesi
Hatay ve Kilis sınırımızda PKK kontrolündeki Afrin’den Türkiye’ye roketler atıldığında bile ABD “PYD bizim müttefikimiz” demekteydi, bugün Afrin ve Güneydoğu’da art arda şehitler veriyoruz hala diyor.
13 Mart Salı günü ABD Senatosu’ndaki oturumda senatörler ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı Joseph Votel’ı Suriye konulu sorularıyla sıkıştırdılar.
ABD, İngiltere gibi ülkelerde Meclis üyeleri devlet başkanlarını, bakanları, komutanları en sert şekilde eleştirip sorgulayabiliyorlar. Onlar da tüm soruları cevaplamak zorunda.
Mesela Senatör Jack Reed, Votel’a şu soruyu sormuş: “Suriye’de birlikte savaştığımız Kürtler şu anda Afrin’e yönelmiş durumda. Bir Suriye stratejimiz olduğunu düşünmüyorum. SDG ile birlikte fiilen ülkenin bölünmesine göz mü yumacağız?”.
Bu soru, Senatör’ün gerçekten “ABD’nin Ortadoğu politikasını anlamadığını” gösteriyor.
Ortakları PKK
Joseph Votel’in cevabı; “Biliyorsunuz biz Afrin’de yokuz. Ortağımız SDG (PKK) bizim oraya müdahil olmadığımızı anlıyor”…
Kuzey Suriye’de PKK-PYD tüm kentleri alırken ABD yanındaydı ve onlara binlerce TIR silah gönderdi de Afrin’de neden yok?
Eğer gerçekten yok ise “PKK’ya karşı” NATO müttefiki Türkiye’nin yanında neden olmadığını, DEAŞ’ı “terör örgütü” sayarken Türkiye’ye her tür terör eylemini yapan PKK’yı neden saymadığını açıklayabiliyor mu?
PKK’ya verdikleri silahlar nerede kullanılıyor (kontrol edecekti) bunu cevaplayabilir mi?
Bir başka senatörün “Bizim ABD olarak politikamız Esad’ın gitmesi gerektiği yönünde mi” sorusuna ise Votel “Şu anda politikamızın bu olup olmadığını bilmiyorum. Bizim görevimiz DEAŞ’la mücadele” cevabını vermiş.
Votel, iki senatörün sorularının cevabını da iyi biliyor.
Suriye stratejileri “bölünmüş bir Suriye” ki halihazırda böyle zaten.
Esad meselesi ise, önceleri “Esad gidecek” diyen ABD’nin, şu anda Rusya ve İran tarafından daha da güçlü desteklenen Esad’a karışamayacağını bilerek bu istekten vazgeçtiği...
En güçlü ülkeler çıkarlarına göre kolayca politika değiştirirken, Esad’la anlaşsak çok daha kolaylaşacak operasyonlar için biz neden değiştiremiyoruz, anlamak zor!