Avrupa Birliği’nin Suriye ve Iraklı göçmenlerle ilgili “onları almama” krizi yeni değil biliyorsunuz, bir süredir hem yardım etme niyetinde görünüp hem de “bunu kimin üstüne yıkabiliriz” diye düşünüp duruyorlar.
Sonunda en kolay ve makul çözüm olarak faturayı “bugüne kadar 2 milyonun üstünde sığınmacıyı almış olan” Türkiye’ye kesmeye karar verdiler.
Ekim başında Avrupa medyası “AB’nin kendi ülkelerine mülteci akınını durdurmak üzere bir plan hazırladığını ve Türkiye’nin 2 milyon mülteci daha alacağını” yazdı.
Plan yürüyor
Perşembe günü Brüksel’de yapılan AB zirvesi öncesinde Almanya Başbakanı Angela Merkel
“Türkiye ile birlikte çalışmalıyız” mesajı verdi.
Merkel’in Pazar günü Ankara’ya yapacağı, “terör ve mülteciler” konularının ele alınacağı söylenen ziyaret öncesi Almanya Dışişleri Bakanı Steinmeier “Sığınmacılar konusunda Türkiye’nin kilit ülke olduğunu” söylerken bazı milletvekilleri “Türkiye ile acilen anlaşmalar sağlanması gerektiğini” vurguladılar.
Financial Times 15 Ekim günü bu telaşlı AB tablosu için “AB Zirvesi’nde mülteci sorununun ana gündem olarak ele alınacağını ve AB liderlerinin; bu işbirliği karşısında Türkiye’yi siyasi hediyelere boğacağını” yazdı.
Noel Baba gibi!
Haberde yetkililerin zirve öncesinde Ankara’da bir araya gelerek “mülteciler konusunda bir eylem planı” üzerinde çalıştıkları söylendikten sonra bu plan şöyle anlatılıyordu;
Sınır kontrollerini arttırarak ve Türkiye’deki 2 milyon mülteciye (ki bu sayı çok daha fazla ve doğumlarla da artıyor) teşvikler vererek orada kalmalarını sağlamak.
Bunun karşılığında ise Türkiye’ye “hızlandırılmış vize serbestliği, AB müzakerelerinin yeniden canlandırılması ve Türkiye’nin güvenli ülkeler listesine eklenmesi” gibi bir dizi siyasi hediye verilmesi.
AB’li bir diplomat bu hediyeler konusunda; “2 ay öncesine kadar Türkiye’den uzak duran AB yetkililerinin son günlerde değişip dostane davrandığını” Noel Baba benzetmesiyle söylemiş.
Hileye bak!
Türkiye’nin güvenli ülkeler listesine eklenmesini bütün AB liderlerinin kabulü bekleniyor. İyi de aylardır vatandaşlarını “terör nedeniyle Türkiye’ye gitmemeleri” konusunda uyaran ve turizme darbe vuran ülkeler şimdi nasıl olacak da topluca “güvenli ülke” ilan edecekler?
Yine kendi çıkarları nedeniyle olacak. Bu ülkelerin vatandaşları yine gelmekten kaçınacaklar ama AB ülkelerinin “Türkiye’den kendilerine ‘güvenli yaşam’ sağlamak için yapılacak sığınma taleplerini reddetmeleri” çok daha kolaylaşacak.
“Hızlandırılmış vize” deseniz; mülteciler ve belki tekrar almamız istenecek yeni mülteciler bir daha gitmemek üzere Türkiye’ye yerleştirilince kısa süre sonra onu tekrar kaldırır.
AB müzakerelerini tekrar başlatmak deseniz, hepsinden önce Merkel “kesinlikle karşıyım” diyor ve zaten hali hazırda “nüfusunuz çok fazla” diyen AB milyonlarca Ortadoğulu mülteciyle birlikte hiç düşünmeyecektir.
Sonuç olarak; AB kendi çıkarı ve güvenliği için bizi çocuk kandırır gibi hediyelerle aldatıyor, bu kez “hayır” demeyi bilmek zorundayız!