15 Temmuz nasıl anlaşılacak?

Aradan bir yıl geçti ama hala 15 Temmuz gecesi MİT ve Genelkurmay’da neler yaşandığı, Başbakan ile Cumhurbaşkanı’na neden geç haber verildiği, tutuklanan asker ve siviller arasında “kimlerin gerçekten suçlu, kimlerin masum olduğu halde tutuklu” olduğu anlaşılmış değil.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bakanlar ve milletvekilleriyle yaptığı toplantıda “FETÖ ile mücadelede asıl isimlerin değil de sıradan insanların üzerine gidildiği yönünde şikayetler var, dikkate alın” dediğine göre o da ortada hukuksuzlukların olduğunun farkında.

Ancak… Eğer yargı bağımsızsa bu hukuksuzluğu giderecek olan “bakanlar ve milletvekilleri” değil, kararları veren “yargı”dır.

Yargı, örneğin tutuklu bırakılan Cumhuriyet yazarları ifadelerinde “FETÖ ile ilişkileri olmadığını, ortaya sürülen delillerin gerçek dışı olduğunu” hukukçu olmayan vatandaşların bile anlayacağı şekilde açıklamasına rağmen hala “tahliyeleri için yeterli delil oluşmamıştır” diyerek tutukluluğu uzattı.

Sözcü gazetesinden üç isim 26 Mayıs’ta ifade verdi, hala tutuklu şekilde bekliyorlar. Cumhurbaşkanı’nın dediği gibi “Asıl FETÖ’cüler dururken” ilgisi olmadığı FETÖ ile mücadelesinden belli gazetelerde çalışanların tutuklanması, FETÖ soruşturmalarının Balyoz ve Ergenekon kumpas sürecine dönmesi nasıl önlenecek?

Haberin Devamı

Bu ve benzer durumlarda, milletvekilleri ve bakanlar şikayetleri dikkate almak için ne yapabilirler?

Suçlu mu, masum mu?

Örneğin 15 Temmuz gecesi “darbeden hiç haberi olmayan” Kuleli Askeri Lisesi ve Hava Harp Okulu öğrencilerinin üsleri tarafından emirle Köprü’ye götürüldüğü haberleri çıkmıştı.

Bu öğrencilerden bazıları Köprü’deki çatışmalar sırasında maalesef hayatını kaybetti.

O gece köprüde bulunan ve çoğu öğrenci olan 22 asker önce mahkeme tarafından serbest bırakılmış, sonra savcının itirazıyla tekrar tutuklanmış.

Askerler “polis ve vatandaşlarla çıkan çatışmalar sırasında tankların içinde saklandıkları” şeklinde ifade vermişler.

Acaba “masum oldukları halde tutuklu bulunmaları” ihtimali nedir, nasıl ve ne zaman anlaşılacak?

Balyoz-Ergenekon davaları sürecindeki “gizli tanıklar, imzasız mektuplar”dan farksız şekilde Hüseyin Gülerce gibi tanıklarla yürütülen davalara nasıl güvenilecek?

Haberin Devamı

10 Haziran 2017’de o güne kadar FETÖ suçlamasıyla “50 bin 402 kişinin tutuklandığı” açıklaması var. Bunların hepsi devlete sızan FETÖ militanı ise buna “sızma” denebilir mi?

Balyoz kumpası ile cezaevine giren askerlerin yazdıkları birçok kitapta “FETÖ’nün TSK’ya nasıl yerleştiği, çalıntı sınav sorularının FETÖ’cülere nasıl verildiği, haksız şekilde askeri okullara alınıp rütbelerinin nasıl yükseltildiği” net şekilde anlatılmıştı.

O süreçte TSK’daki FETÖ örgütlenmesini “hiç farketmeyen” askeri yönetimlerin ve ilgili bakanların, diğer kurumlarda yıllar boyu FETÖ’cülere verilen destek veya göz yummaların 15 Temmuz’a gelinmesinde sorumluluğu vardır. Bu tartışmanın sağlıklı yapılması için baştan başlayıp sona doğru gelmek gerekiyor.

DİĞER YENİ YAZILAR