700 liraya Tiffany’den tarak, 725 liraya Prada’dan ataş... Eskiden pahalı gözüken ama ucuz şeyler alınırdı. Şimdiyse moda sıradan hesapsızca para bayılmak.
Moda dünyası son zamanlarda iyiden iyiye çıldırdı. Eskiden defilelerde gördüğümüz deli dolu tasarımları bir süredir mumla arar olduk. Birbirinden ünlü markalar artık günlük kullandığımız sıradan ürünleri süsleyip püsleyip karşımıza çıkarıyor. Tek fark üzerlerindeki o yüksek fiyat etiketi. Üstelik hepsinin alıcısı da var.
Araba paspasından 9 bine etek
Geçen haftalarda çok konuşuldu. İspanyol Balenciaga yine yaptı yapacağını. Kış koleksiyonuna koyduğu etekle tüm dikkatleri üzerine çekti. Siyah lastik etek, bir kıyafetten çok araba paspasını andırıyordu. Öte yandan fiyatı da dudak uçuklattı. Sıradan bir araba paspası 30-40 lirayken bu etek 9 bin 520 lira. Balenciaga geçen sezon da IKEA’ya gittiğinizde aldığımız mavi plastik çantaların tıpa tıp aynısını satışa çıkardı. Hem de tam 8 bin 400 liraya!
Çöp torbası çanta stokta kalmadı
Henüz bu şokları atlatmadan bu kez İspanyol BIIS tuhaf bir tasarımla çıktı karşımıza. Çöp poşetini andıran siyah deri çanta tasarımını bin 670 liradan satmaya başladı. Üstelik işin ilginci çantayı gerçekten de çöp poşetlerinin arasına koyup fotoğrafını çekip bunu da reklam olarak kullanacak özgüvenlerinin de olmasıydı. Çantaları kim alır bilinmez. Ama ben bu yazıyı yazdığım sıralarda çantanın küçük boyu internet sitesinde tükenmişti. Moschino da bu trende ayak uyduranlardan. McDonald’s patates kızartması kartonuna benzer çanta yapmışlardı geçen sene. Bu yılki defilede ise en çok konuşulan şeffaf kuru temizleme poşetinden yapılan elbise oldu. Hemen herkesin gardırobunda olan bu poşeti tasarım diye sunup uzununa 3 bin 500 lira, mini boyuna da 2 bin 500 lira etiket koydular.
Sosisli sandviç ve şampanya ikilisi gibi
Anlayacağınız bir süredir moda değişti. Peki, neden? Uzmanlara göre bu, yepyeni bir trend. Ucuzu ve pahalıyı bir arada kullanma modası... Bloomberg’de geçen aylarda yayımlanan bir makalede şampanya ve köpüklü şarap tüketiminin gençler arasında hızla artmasının yarattığı sonuçlara değiniliyordu. O araştırmaya göre artık şampanya lüks tüketim olmaktan çıkmıştı. “Havyarın yanında içilir” algısı yıkılmış, ABD’de ardı ardına açılan restoranlarda patates kızartmasının hatta sosisli sandviçin bile yanında servis edilir hale gelmişti. Kıyafetlerdeki bu ‘deneyim’ de aslında buna benziyor. Çok ucuz parçalar pahalı markaların elinde süslenip püslenip bambaşka kimliklere bürünüyor. Bu aslında tasarımcıların bir nevi bizimle ‘kafa bulması’. Andy Warhol’un 1962’de yaptığı Campbell’in Çorba Konserveleri ile tüketim toplumuna getirdiği eleştirinin yıllar sonra bu kez modaya yansıması... Kargo şirketi DHL’in logosunun basıldığı Vetements’a ait düz sarı bir tişörtün 960 liraya satışa çıkarılması başka türlü açıklanamaz. Önemli olan bunun alıcısının olup olmadığı.