Hepimiz peşinden koşup duruyoruz ya, mutluluk da mutluluk diye... Ne yapsak memnun olmuyoruz. Meğer olay o arayıştaymış. Mutluluk sahip olmak değil, peşinden koşmakmış.
İyi bir hayatın göstergesi nedir? LinkedIn profillerimize baksan çoğumuz mükemmele yakın pozisyonlarda, çok asortik işler yapıyoruz. Herkesin birbirinden havalı ünvanları var. Sosyal medya hesaplarımıza bakılsa hepimiz en güzel yerlerde, en güzel hayatlar yaşıyoruz. Ama tatmin oluyor muyuz? Pek de öyle görünmüyor... Kariyer basamaklarını tırmansak da hep bir şeyler arıyoruz mutlu olmak için. Son model telefonum olsun ile başlayan hayaller, arabam olsun, evim olsun, bir evim daha olsun, yatım, katım diye devam ediyor. Sorun bizde mi? Meğer değilmiş...
Sosyal medya hesaplarımıza bakılsa hepimiz en güzel yerlerde, en güzel hayatlar yaşıyoruz.
Sahip olmak değil aramak önemli
Nörobilimcilere göre tatmin olmak için o arayışta olmak lazımmış zaten. Tatmin olmamızı o sağlıyormuş. Nedenini hemen anlatayım. Ünlü nörobilimci Jaak Panksepp’e göre insan beyninde 7 temel içgüdü var: Kızgınlık, korku, panik-yas, annelik hissi, zevk, oyun ve arayış. Uzmanlara göre bu içgüdülerden en önemlisi arayış. Felsefe gibi biraz... Cevabı bulmaktan ziyade o cevaba giden uzun yoldur ya insanı tatmin eden... İşte aslında en doğal duygu içimizdeki bu arayış diyorlar. Sadece bizde değil tüm hayvanlarda var bu his. Tüm gün etrafı koklayıp keşfetmeye çalışmaları bu yüzden. Ödül ve zevk hormonu olarak adlandırılan dopamin salgılanmasını sağlıyor. Öyle ki, yapılan deneylerde farelere elektrik verilse bile etraftaki bu arayıştan, keşfetme çabasından vazgeçmiyorlar. Yani aslında olay değil, ona ulaşma çabası bu hormonları salgılatıp bizi mutlu ediyor.
Piyango bile mutluluğa yetmiyor
Örneğin bu hafta piyangoda büyük ikramiyenin size çıktığını düşünün. Olur ya, şans işte... Hayal etmesi bile çok güzel değil mi? Ama yapılan araştırmalara göre piyango kazanmak anlık mutluluk sağlayabiliyor. Ama iş uzun vadeye gelince durum farklı... Böyle büyük bir ödül bile uzun vadede insanların ne kadar mutlu olduklarını değiştirmiyor. Bizi ayakta tutup da tatmin eden ise bunun hayali. Bir nevi bu yolda, sürekli bilet alıp, hayal kurup, çabalayıp, harcadığımız zaman ve emek. İşte bu yüzden de ne elde edersek edelim tamamen mutlu olamıyoruz bir türlü. Hemen bir sonraki aşamaya; yani bir sonraki arayışa geçiyoruz. Çünkü farkında olmasak da biz zaten böyle tatmin oluyoruz. “Hayat varılacak yer değil, yolculuktur” demiş ya Emerson. Mutluluk da o yoldaki yolculuk işte. Belki de mutlu olabilmek için önce bunun farkında olmak gerek...