Ortadoğu’nun en güçlü ama bir o kadar da gizemli ülkelerinden İran’da kadınlar bir süredir ayakta. Artık zorunlu olarak başörtüsü takmak istemiyoruz diyorlar. Kalabalık meydanlarda başörtülerini çıkarıp sadece duruyorlar.
İran’da sembol olacak o ilk bireysel gösteri başladığında takvim yaprakları 27 Aralık 2017’yi gösteriyordu. Kim olduğu bilinmeyen -aslında pek de önemli olmayan- bir kadın başkent Tahran’ın işlek İnkılap Caddesi’nde başörtüsünü çıkardı. Bulduğu bir dal belki de bir sopaya beyaz örtüyü takıp yüksek bir yere çıktı. 10 dakika boyunca sadece durdu. Kımıldamadan. Konuşmadan. İran’da kadınların başörtüsü takma zorunluluğunu protesto ediyordu. Önce ne olduğunu anlamadı etraftan geçenler. Sonra cep telefonlarını çıkarıp onu görüntülemeye başladılar. Dakikalar içinde polis de olay yerine ulaşmıştı. Hem o hem de onu videoya alan 2 kişi apar topar gözaltına alındı. Ancak fitil ateşlenmişti bir kere…
İsimsiz kız sembol oldu resmi sokakları süsledi
Adı bilinmiyordu. Bu yüzden de İnkılap Caddesi’ndeki Kadın olarak anılmaya başlandı sosyal medyada. Günler geçip de ondan haber alınamadıkça iş büyüdü. #WhereIsShe yani #ONerede etiketiyle paylaşımlar yapıldı. Fotoğrafı karikatüre dönüştürülüp simge haline geldi, posterlere basıldı. Yüzlerce kişi başörtüsünü çıkarıp aynı şekilde fotoğraflar çektirip sosyal medyaya yüklüyordu. Üstelik sadece İran’da değil, dünyanın dört bir yanında… Günler ilerledikçe kimliği ortaya çıktı. O kadın 31 yaşındaki Vida Movahed’di. 9 aylık bir de bebeği vardı. Ailesi ikisinden de haber alamıyordu, endişeliydi. Bireysel eylem kısa sürede kitlesel protestoya dönüştü. ABD’de otobüste bir beyaza yer vermeyi reddeden ve devrimin öncüsü olan Rosa Parks geldi akıllara. O da İran’ın Parks’ı olmuştu… Movahed’in gözaltına alınmasından sadece birkaç gün sonra İranlılar zaten ekonomik gerekçelerle sokağa dökülmüştü. Kadınlar da onun için eylemler yaparak protestoya destek vermeye başladı.
Sembol kadın bir ay sonra serbest bırakıldı
Geçen Pazartesi günü sembolikti bu eylemler açısından. Bir başka kadın, Nagres Hosseini de aynı sokakta, aynı yere çıkıp elindeki beyaz başörtüsüyle ‘durdu’. İnternete yüklenen bir fotoğraftan daha fazlasıydı bu… Polis bu kez müdahalede daha deneyimli ve hızlıydı. O da gözaltına alındı. Tam da o dakikalarda, belki de durumun kontrolden çıkmasından endişe eden yetkililer Movahed’i serbest bıraktı. Ama bu protesto nedeniyle bir ayı küçük kızıyla birlikte demir parmaklıklar ardında geçirmişti. 2. gözaltıyla birlikte tepki daha da büyüdü, eylemler yayıldı. Geçen hafta boyunca 40’a yakın kadın benzer gösterileri nedeniyle gözaltına alındı.
Eylemin fikir annesi sürgündeki bir gazeteci
İranlı kadınların aslında istedikleri çok basitti. Başörtüsünün zorunlu olmasına tepki gösteriyorlardı. Sembolik büyük bir anlamı vardı. “Benim bedenim benim kararım” diyorlardı. Kimlikleriyle, itibarlarıyla, seçme özgürlükleriyle ilgiliydi bu olay. Movahed bir Çarşamba günü yapmıştı eylemini. Bu yüzden de olayın hep sürgündeki İranlı bir aktivistin hareketi olan Beyaz Çarşamba ile ilgili olduğu düşünüldü. 2009’dan bu yana ABD’de yaşayan gazeteci Masih Alinejad sosyal medyadan ve kurduğu My Stealthy Freedom yani Benim Gizli Özgürlüğüm isimli internet sitesinden İranlı kadınlara ulaşmaya çalışıyor. O internet sitesinde kadınlar başörtüsüz fotoğraflarını paylaşıyor. Çarşamba günleri sokağa inip başörtüsü zorunluluğunu protesto ediyorlar. Aslında geçen ay önemli bir kazanım elde ettiler de... Başörtüsü yasağına uymamanın hem para hem de hapis cezası vardı. Ancak yeni yılla birlikte çıkarılan yasayla hapis cezası kaldırıldı. Para cezası ve rehabilitasyon uygulanacağı yani kadınların bir nevi davranış eğitimine gönderileceği açıklandı. Şimdi gözler bu gösterilerin de sonuç verip vermeyeceğinde.
İran’daki başörtüsü takma zorunluluğu
İran’da 1979’daki İslam Devrimi’nden kısa süre sonra devrimin lideri Ayetullah Humeyni kadınların başörtüsü takması gerektiğini söyledi. Kadınlar sokağa döküldü, sert tepki gösterdi. “Sadece bir öneriydi” diyerek gösteriler dindirildi. Ancak bir yıl sonra başörtüsü önce devlet dairelerinde, 1983’te ise halka açık yerlerde tüm kadınlar için başörtüsü takmak zorunlu hale getirildi. Ülkeyi ziyaret eden turistler hatta yabancı lider ve temsilciler de bu kurala tabi. Uçaklardaki kabin personelinin bile uçaktan indiği andan itibaren başörtüsü takıyor. Bu yüzden birçok havayolu şirketi hostesler için İran uçuşlarını seçmeli tutuyor. Para cezası mahkemenin insafına kalmış. 25 lira da olabilir 100 lira da. Aynı şekilde alacağın ‘rehabilitasyonun’ süresi de değişiyor. Sokakta gezen ‘ahlak polisleri’ kadınları sıkı sıkı denetliyor. “Parayı ödedim kurtuldum” yok. Mimlendin mi durum fena. Yoğun mahalle baskısı altında kalıyorsun. Bu yüzden de kadın hakları savunucuları İran’da yaşayan kadınlardan ziyade turistlere kuralları delmeleri için çağrı yapıyor.