ABD kitap piyasasının yüzde 20’sini artık e-book’lar oluşturuyor. Dünya Yayıncılar Birliği’nin tahminlerine göre 2018’de dijital kitap piyasası basılı kitap piyasasını geride bırakacak.
Bizde ise e-book’lar piyasanın yüzde 1’i bile değil.
Bunun pek çok nedeni var. Yayıncıların teknolojik alt yapısının hazır olmaması, e-book’ların varolan basılı kitap satışlarını düşüreceği korkusu, telif sözleşmelerinin yenilenmesinin gerekmesi gibi...
Ama bunlar üreticiden kaynaklanan problemler. İşin bir de tüketici boyutu var. Pek çok kişi hala hangi cihazı alacağını bilmiyor. Ipad mi, kidle mı yoksa e-ink cihazlar mı?
Bu konuda benim de kafam karışık. O yüzden işin erbabına, İdefix Direktörü Bora Ekmekçi’ye sordum. Ne almalı diye?
Yorumu şu oldu: “Ipad’ler sadece kitap okumak için değil müzik dinlemek, fotoğraf yüklemek, oyun oynamak gibi Iphone’un sunduğu diğer tüm hizmetler için de kullanılıyor. Ama bu cihazların en büyük sorunu ekranlarının güneşte yansıma yapması. Bu da okuma zorluğu yaratıyor. Sadece e-book’lar için tasarlanan e-ink’lerin ekranları ise bu yansımayı engelliyor. Yani plajda da okuyabilirsiniz. Ama bunlar düz metinler içinuygun. İlgi alanınız resimli, grafik içeren kitaplarsa o zaman Ipad ve Iphone’u öneririm.”
İşte bu cihazlardan birini seçtikten sonra e-kitaplarınızı satın alıp kütüphanenizi oluşturabilirsiniz. Bu kadar kolay! Ama yine de e-kitaba rağbet yok!
Çünkü Türkiye’de teknoloji meraklıları ne yazık ki, okur değil. Dahası Türkiye’deki okurun içinde azımsanmayacak bir muhafazakar kesim var. Bundan kastım dini değil. Teknoloji sevmeyen bir kesim bu. Mesela Türkiye’de kitap okurunun önemli bir bölümünü, maaşlarını banka kartları ile çekmeyi zor kabullenen emekliler oluşturur. Ya da bilgisayarlarını birkaç işlev için kullanan kadınlar.
İşte bana göre bu durum, Türkiye’de e-kitapla ilgili en önemli sorunlardan biri. Zaten Türkiye’de teknolojiye yönelik en büyük eleştiri de entelejansiyadan gelir.
Ve bu matbaya geçişe kadar da uzanır. Pek çok kişinin sandığının aksine matbaya direnenler nakkaşlardır. İşlerini kaybetme korkusu yaşayan bu sanatçılar, basılı kitabı (matbû) el yazmaları karşısında beğenmezler. Çok da haksız değillerdir hani. Matbaa ile kitap nesne olarak sanat eseri olmaktan çıkmıştır çıkmasına ama bilgi demokratikleşmiştir.
Bugün de pek çok kişi aynı düşünceyi savunuyor. E-kitap, kitap gibi kokmayacak diyorlar, kitabı göremeyeceğiz, dokunamayacağız... Doğru. Bu bir kayıp mıdır, elbette. Bilgi ile aramızdaki duyulardan ikisini (dokunma ve koklama) kaybedeceğiz ki bunun muhakkak sonuçları olacaktır. Ama bu sayede bilgi inanılmaz bir hızla yaygınlaşıp demokratikleşecek. Kitabın basımı, dağıtımı gibi süreçler aradan çıkarken kitap fiyatları çok düşecek. Mesela şu an Türkiye’de bir e-kitabın ortalama fiyatı; 6 TL. Bu öğrencisinden emeklisine kadar herkesin ödeyebileceği bir rakam.
Ama işte... Bu avantajlara rağmen yüzde 1 diyoruz!
Teknoloji sevmeyen entelijansiya e-kitap’a nasıl geçecek?
Haberin Devamı