Türk Edebiyatı nihayet ihraç edilecek, yabancı bir ülkede kitabevine girdiğimizde Türk edebiyatına rastlayabilecektik. Yöntem de son derece basitti; Kültür Bakanlığı yazarlarımızın kitaplarının farklı ülkelerde ve dillerde yayımlanması için işin ehli yayıncı ve çevirmenlere destek verecekti.
Ama projenin peşinden soru işaretleri de hemen gündeme geldi. İlk tartışma, çevrilecek kitapların seçiminde yaşanmış, hiç kimsenin desteğine ihtiyacı olmayan Orhan Pamuk’un listede olması bu işin pek de profesyonel yürümeyeceği hissini vermişti.
Geçen hafta Erdal Öz’ü anma etkinliğinde sohbet etme fırsatı bulduğum Türkiye Yayıncılar Birliği Yönetim (TYB) Kurulu’ndan Kenan Kocatürk’ün dinleyince bugünkü durumun yanında Orhan Pamuk örneğinin naif kaldığını gördüm. Neden mi? İşte Kocatürk’ün anlattıkları: “TEDA projesinde 43 ülkeden 120’nin üzerinde yayıncının 373 projesi destekleniyor. En büyük destek Almanya’ya verildi. İlk bakışta bunu olumlu bulabilirsiniz. Çünkü 2008 Frankfurt Kitap Fuarı Konuk Ülkesi Türkiye. Yani Alman yayıncıların desteklenmesi, yazarlarımızın eserlerinin Almancaya çevrilmesi, buradaki vitrinlerinde yazarımızın kitaplarının olması için akıllıca bir çaba... Ancak 95 desteğin 7’si hariç, tümü Almanya’da kurulmuş Türk yayıncı şirketlerine verilmiş. Bu şirketlerin Almanya’daki tanınma oranıve okuru etkileme gücü ise çok zayıf. Belirgin bir dağıtım ve satış güçleri de yok. Mesela daha çok Türk çocukları için Türkçe ve Almanca ders kitapları yayımlayan Anadolu Verlag 18 projeyle, şirketin sahibinin yaptığı çevirileri yayınlayan Literaturca Verlag da 7 projeyle destekleniyor. Yine yayınevi sahibi Habip Bektaş’ın ve Yüksel Pazarkaya’nın kitaplarını yayımlamış olan Sardes Verlag da 2007’de 7 projeyle destek buldu. Freie Akademie e.v. isimli dernek de 5 destek aldı. Bu derneğe niye bu kadar destek verilmiş, anlamak mümkün değil. Çünkü web sitesini incelediğimizde bir yayına bile rastlamadık. Ayrıca söylentilere göre bu satırlarda adı geçen bir Türk şirketi o kadar çok destek almış ki, göze batmasın diye adı bu dernek devreye sokulmuş... Yine bir Türk şirketi olan Önel Verlag da 10 projeyle destekleniyor. J&L Dağyeli Verlag ise 2. Yalnızca bir yazarın kitabını yayınlamak için kurulduğu izlenimi veren Talisa Kinderbuch Verlag da 6 projeyle TEDA kapsamında. Web sitesine baktığınızda yayımlanmış herhangi bir kitabı bile olmayan, kurucularının isimlerinden Türk şirketi olduğu anlaşılan Verlag auf dem Ruffel da bir projeyle destekleniyor. Birer proje ile desteklenen Nicolaische Verlagbuchhandlung GmbH ve Fontaene Media şirketleri ile ilgili de herhangi bir bilgiye rastlayamadık. Carl Hanser Verlag iki, Perstel Verlag, Eichborn AG, Edition Orient gibi Almanya’nın en önemli yayınevleri ise birer projeyle listede yer buluyor.”
TYB Yönetim Kurulu’ndan ve projeyi başından beri yakından takip eden Kocatürk’ün açıklamaları oldukça dikkat çekici. Çünkü bunlar doğruysa TEDA’nın amacı Türk edebiyatının tanıtımından çoktan çıkmış. Almanya’nın profesyonel yayınevleri dururken rüştünü ispatlamamış, TEDA öncesinde mi sonrasında mı kurulduğu bilinmeyen yayınevlerinin tercih edilmesi insanı endişelendiriyor. Tabii bu kitapların çevirisi nasıl olacak, yayınevleri böylesi önemli bir proje sonunda basılan kitapların tanıtımını yapabilecek mi, bunlar da ayrı birer soru. Umarım Türk edebiyatı bir tren daha kaçırmıyordur.
TEDA, neyi destekliyor?
İlk duyulduğunda heyecan verici bir proje olarak tanımlandı TEDA. Nasıl heyecanlanılmasın?
Haberin Devamı