Tatil güzeldir, ama hepsi değil...

Şayet "Bugün günlerden ne?" sorusuna aptal aptal bakıyorsanız ya da zorla değil de istekle yataktan kalkıyor ve yatak örtüsünün püskülleriyle oynamaktan keyif alıyorsanız, tüm yıl boyunca ayakkabıların içine hapsolmuş ayaklarınız toprakla temas ediyorsa yahut bir banka oturup seyrettiğiniz manzaranın derinliğinde çocukluğunuzla konuşursanız veya yüzerken kıkırdar gibi gülmeye başladıysanız bilin ki, siz tatildesiniz. Ancak, öğle yemeği saatini, gözleme sırasını kaçırmamak için oradan oraya koşturuyor, gece yemekte ne giyeceğim diye düşünüyor, elinizden telefon düşmüyor ve iş ya da arkadaş çevrenizde olup bitenlerden bir saniye bile geri durmak istemiyorsanız, kusura bakmayın ama siz sadece mekan değiştirmişsiniz ve emin olun şehre yorgun döneceksiniz.

Çünkü tatil, aslında kişinin üzerine binen tüm kimlik ve sorumluluklarına bir es vermesidir.

Modern hayat bize "çalışın" der. Dahası "çalışmazsanız aç ve açıkta kalırsınız" da! Yani bir çeşit köleliktir hayatımız. Bu gerçeği hazmetmek kolay olmadığından da sürekli allayıp pullarız. Mesela kendimize en şık iş kıyafetleri alırız, statüler yaratırız. Sanki hayatın büyük bir sırrını barındırıyormuş ve o görüşmeden sonra her şey değişecekmiş gibi iş yemekleri, toplantılar düzenleriz. Hepsi ama hepsi, bal gibi de bu acı gerçeğe katlanabilmek içindir ve bilinçaltımızdan gizlice emeklilik için gün sayarız.

Haberin Devamı

Bu nedenle tatilinizi iyi değerlendirin. En sevdiklerinizle, en rahat ettiğiniz yerlere gidin. Deniz saatini kaçırdım, az güneşlenmedim demeyin, canınız ne istiyorsa öyle olun...

Hoş geldi, safa geldi

Prof. Dr. Murat Tuncer artık İstanbul'da. Ben kendisini Antalya Akdeniz Üniversitesi Organ Nakli Merkezi'nden tanıyorum. 2007 yılında Prof. Dr. Alper Demirbaş ile ameliyatımı gerçekleştiren ekibin nefroloğuydu.

Açıkçası bu ekibi görene kadar sadece sağlık sistemine değil, doktorlara olan inancım da zedelenmişti. Çünkü böbreklerimi kaybetmiş olmama rağmen iki ay boyunca bana sadece enfeksiyon teşhisi konmuştu, ülkenin en özel hastanelerinden biri tarafından. Birkaç ay sonra tanıştığım dünyanın sayılı cerrahlarından Prof. Dr. Alper Demirbaş ve harika bir nefrolog olan Prof. Dr. Murat Tuncer ile ise tüm hayatım değişti. Öncelikle nakil olmamda hiçbir sıkıntı olmadığını öğrendim. Sonrasında ise nakil işlemlerim birkaç gün içinde hem de devlet sigortasıyla yapıldı. Ama en önemlisi, insan olduğumu, sadece hasta olduğumu, ölmediğimi, yaşadığımı ve bir geleceğim olabileceğini hissettim. Yani umutlandım. Bu ekibin çok kıymetli doktoru Prof. Dr. Murat Tuncer artık İstanbul'da. Özel Gaziosmanpaşa Hastanesi'nin Böbrek Nakli Merkezi'nde görev yapacak. İnanın çok mutluyum.

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR