Dünyanın en büyük yayınevlerinden Penguin Yayınevi Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Saatleri Ayarlama Enstitüsü”nü yayımladı. Hem de harika bir kapak tasarımı ve manidar bir zamanlamayla;
31 Aralık 2013 günü.
Sonra kitap hakkında İngilizce literatürde Tanpınar’ın edebiyatı üzerine kapsamlı makale ve değerlendirmeler yayımlandı. Derken dünyanın en ünlü talkshow’cularından Oprah Winfrey “Saatleri Ayarlama Enstitüsü”nü okuma listesine alarak, ABD vatandaşlarına tavsiye etti. Ve çok tuhaf bir şey oldu. Bu sayede Türkiye Tanpınar’ı keşfetti.
Ciddiyim. Mesela, gazeteler “Saatleri Ayarlama Enstitüsü” ile ilgili haberleri birinci sayfadan vermeye başladı. Hele romanın, Oprah’ın listesine girmesi “büyük haber” oldu!
Elbette kendini Batı aynasından seyreden biz Türkler için bu davranışlar, hiç şaşırtıcı değil. Zaten Tanpınar da “Huzur” romanı başta olmak üzere eserlerinde bu meseleyi anlatır. Bizim neden kendimizi Batı üzerinden değerlendirdiğimizi. Ne kadar öngörülü bir yazarmış ki, yarım asır sonra düşünceleri bir kez daha doğrulunu gösterdi, hem de kendi hikayesi üzerinden. Ama tüm bunlar olurken, ben ne düşüneceğimi bir türlü bilemedim.
“Allah Penguin’den ya da Tanpınar üzerine bir makale yayımlayan New York Times’tan razı olsun, sayesinde memleket bir yazarını keşfetti" diye sevinmeli miydim. Bilemedim.
Oysa bizler de yıllar yılı “Tanpınar’sız bir dünya edebiyatı Kafka’sız ya da Joyce’suz, gibidir” diye yazıp durduk, her yerde anlattık. Kimse tınmadı! Mesela daha iki ay önce VatanKitap’ta bu konuda bir yazı çıktı. Ama yapacak bir şey yok, memleket kendine değer vermiyor. Özgüven eksikliği tamir edilir gibi değil. Ne zaman “gavur” fark ediyor, işte zaman “birinci sayfa” oluyor. Özetle; kendinizi köklerinden beslenen bir dünya vatandaşı gibi hissetmek istiyorsanız Tanpınar okuyun. Üstelik “Saatleri Ayarlama Enstitüsü” çok da eğlencelidir. Hiç sıkılmazsınız.
Tanpınar’ı tanıma rehberi
Ancak, “Okuyacak vaktim yok ama sohbetlerde de geri kalmak istemem” diyorsanız, buyrun size blöfçünün el rehberinden Tanpınar maddeleri.
- Tanpınar’ın temel meselesi Doğu-Batı izleğidir. Batılılaşma hareketleri ile geleneksel yapının reddedilişinin büyük bir tehlike olduğun söyler ki, bu düşünce bugün siyasi olarak geldiğimiz noktayı da özetler.
- Tanpınar geleneği ya da içinde İslam kültürünü de barındıran yapıyı önemsediği için muhafazakar kesim tarafından bir dönem bayrak yapmaya çalışmıştır. Ancak yazarın günlükleri yayımlanınca bu gayretler çok azalmıştır. Çünkü Tanpınar, eserlerindeki sözlere ek olarak 27 Mayıs’ı destekleyen, kokain kullanan bir yazardı. Ayrıca “Huzur” romanının ana kahramanı Nuran (ki Tanpınar’ın Doğu ve Batı sentezinin vücut bulduğu kişidir) baba tarafından Mevlevi, anne tarafından Bektaşi’dir, geceleri de tek başına cemiyet kızlı-erkekli partilerine falan da gider.
- Orhan Pamuk kendini, Oğuz Atay ve Tanpınar’ın uzantısı olarak görür. “Oğuz Atay kimdir?” diyorsanız eğer, bence siz hiç edebiyat konuşmayın.
- “Saatleri Ayarlama Enstitüsü”ne gelince, bence dünya edebiyatının en özgün eserlerinden biridir. Kara
mizah ve hiciv mi okumak istiyorsunuz, buyrun size bir başyapıt. Bu cümlede hiçbir abartı da yok, emin olun!
Oprah "Okuyun" dedi, memleket yazarını keşfetti
Haberin Devamı