Ölüm bu ara çok oldun sen!

Büyük yazar Yaşar Kemal bir yıl önce aramızdan ayırladı.Onun bıraktığı boşluk çok büyük ve farklı...

Kendim için söylemiyorum, yanlış anlama, bak

Nasıl olsa benim miyadım doldu...

Ama sen de bokunu çıkarma işin!

Bir süre ara ver bu işgüzarlığa !

Tek dur biraz,

Ne dersin tam maaşla emekliliğe?

İşsizlik sigortası da veririm istersen...

Bir yıl geçmiş Yaşar Kemal gideli. Bir koca yıl… Giden çok oldu bu sıralar biliyorum. Sanki Can Yücel’in “Ölüm ve Oğlum Gök Yokuş” şiirinde yaşar gibiyiz. “Ölüm bu ara çok oldun sen” diye başlayıp “Ortalığı kırıp geçirdin/ Dostlara taktın, gençlere taktın kancayı” dize devam eden şiirinde…

Yine de ne bileyim, Yaşar Abi’nin yokluğu başka türlü bir boşluk. Çünkü onunla, bizi insan yapan en büyük melekelerimizden vicdanımızın aklı biraz daha gölgede kaldı.

Çünkü o edebiyatını mazlumun yanında tanımlayanlardandı. Ama koşulsuz ve tarafsız. Hatta şöyle derdi: “Halka kim zulmediyorsa, etmişse, halkı kim eziyor, ezmişse, onu kim sömürmüş, sömürüyorsa, feodalite mi, burjuvazi mi... Halkın mutluluğunun önüne kim geçiyorsa ben sanatımla ve bütün hayatımla onun karşısındayım.”

Haberin Devamı

Bir ömür verdi yazıya

Elbette bu ve benzeri sözleri söyleyen başka başka yazarlar da var. Hatta çok çok var. Öyle ki git gide bir edebiyat klişesi oluyor “vicdan.” Hatta “isyaaan” nidası “vicdaaaan”a dönüşmek üzere. Ama kimsenin edebiyatı edebiyat yapan kurgudan, karakter yaratımından, dilden, dil zenginliğinden, eski ve yeni deyimlerin keşfinden bahsettiği yok. Bir “vicdaaaan”dır gidiyor.

O yüzden diyorum ya Yaşar Abi’nin bıraktığı boşluk çok büyük ve farklı. Yeri doldurulamaz.

Çünkü o sanatıyla halkın ve mağdurun yanında dururken bunu güçlü romanlarla ve edebiyata adanmış bir ömürle yaptı. Köy köy, bucak bucak gezerek ağıtları, deyişleri topladı. Aşıklarla atıştı. Halkın arasına oturup onlarla ağıt söyledi, kendisinin de halkın bir parçası olduğunu hiç unutmayarak. Unutamazdı çünkü kendini hiç halkın dışında görmedi. Doğuştan gelen o büyük yeteneğini (çok nadirdir böyle yetenekler) halkın kültürü ve sözlü edebiyatının yanı sıra klasikleri, modern Avrupa edebiyatını merakla, ilgiyli okuyarak ve roman sanatı üzerine düşünerek güçlendirdi.

Haberin Devamı

Bir ömür verdi yazmaya. Yazarlığa. Kelime kelime dokudu ömrünü. Gazetecilik yıllarında ülkenin dört bir yanına gitti, dört bir yanını tanıdı. Ve böylece toplumların sadece vicdanlarına değil akıllarına ve tarihlerine de sanatın en güçlü dallarından edebiyatla seslenebildi.

DİĞER YENİ YAZILAR