Göğüslerin bilinmeyenlerini “Memelerin Tarihi”nden, uykusuzluğunuzun nedenlerini “Uykusuzluk”tan ve yeraltı kültürünü Vladimir Makanin’in romanından öğreneceksiniz.
Vücudumuzu tanıyalım
Her ne kadar “Türkiye’de artık kitaplar yasaklanmıyor” dense de ne yazık ki durum hiç de o kadar güzel değil. Bundan kastım sadece Nedim Gürsel ya da Nedim Şener hakkında açılan davalar değil. Yayın politikasını çok beğendiğim ve bir butik yayınevi olan Sel Yayıncılık’ın “CinSel Kitaplar” dizisinden yayımlanan kitaplara açılan dava gibi... Umarım bu dava da kitapların özgürlüğü ile sonuçlanır. Çünkü son derece özel bir seri... Cinselliği tarihiyle, farklı kültürlerde yaşanış ve algılanış biçimiyle ele alan ama en önemlisi cinselliğin sadece belden aşağı bir şey olmadığını anlatan kitapları içeren... Bu dizinin son kitabı ise, özellikle biz kadınların okuması gereken bir kitap; “Memelerimin Tarihi.” Kadın sorunlarını ele alan kitaplar ve çalışmalarla tanınan Cezayir asıllı Monique Ayoun’un kendi tarihinden, deneyimlerinden hareketle yazdığı kitap, çocukluktan genç kızlığa geçişin en önemli göstergesi sayılan memeleri sadece bireysel değil toplumsal bir olgu olarak ele alıyor. Bunu yaparken de son derece keyifli ve kimi zaman eğlenceli bir dil kullanıyor. İri memelerden küçük memelere, sutyen alışverişlerinden, süt emzirmeye kadar kadın bedeninin bu çok özel organlarını anlatan kitapta memeler sadece bir tahrik unsuru olarak yer almıyor. Hatta kitap, erkekler için en tahrik edici uzuvlardan olan memenin buna rağmen nasıl kutsallaşabildiğini de ele alıyor. Bence okuyun, en azından insan bedeninin ve organlarının bir tarihi olduğunu, dahası devasa kültürler yarattığını fark edersiniz...
Uykusuzluğun tarihi nerede başlar?
Artık uyku ilacı kullanmak son derece sıradan... Çünkü büyüyen şehirlerle geceler her geçen gün daha ışıltılı ve parlak. Zaman sınırı kalktı, mekan da. İstanbul’da yaşayan biri gece yarısı ABD’deki arkadaşıyla iletişim kurabiliyor. Gün ışığından faydalanmak için geceleri uyuyup gündüz yaşadığımız ve çalıştığımız günler geride kaldı bile. Bu da yanında uykusuzluk gibi ciddi sorunları getiriyor. Sürekli hareket halinde olunan bu dünyada beyinlerimizi kapatmak her geçen gün daha zorlaşıyor.
Eluned Summers-Bremner’in “Uyukusuzluk” isimli son derece çarpıcı bu kitabını okuyunca anlıyorsunuz ki, bu sorun aslında bin yılların derdiymiş... Zira kitap uykusuzluğun izlerini Homeros’un İlyada ve Odysseia’sında da, Mezopotamya’nın ünlü destanı Gılgamış’ta da sürüyor. Çin, Hindistan, Japonya ve Avrupa edebiyatlarında da...
Peki nedir bu sorunun kaynağı? Bizlere güzel bir gün batımı yerine bir çit üzerinden koyunlar atlattırarak çare aradığımız bu sorunun kökeninde ne var? Açıkçası yanıtı oldukça karmaşık. Bunun için yine kültürlere bakmak, onları anlamak ve yorumlamak gerekir. Tıbbın yorumu ise derin bir psikolojik ya da fiziksel hastalık belirtisi olduğu yönünde. Mesela Ortaçağ ve Rönesans hekimleri ve düşünürleri uykusuzluğu kara sevdanın, hüznün, hatta deliliğin göstergesi olarak tanımlamış. Günümüzde de tıp, travma sonrası stres bozukluğuna hatta akıl hastalığına bağlıyor...
Kitabı okuyunca görüyorsunuz ki, tarihin farklı dönemlerinde, farklı coğrafyalarda da olsa “uykusuzluk” hep bir sorun olarak algılanmış ve buna göre yorumlanmış. Kısaca, kronik hastalığımızı anlamak okunması gereken bir kitap. Tabii isteyen uyku getirmesi için yatmadan önce de okuyabilir...
Modern toplumun
Psikolojisi
Çağdaş Rus edebiyatının en güçlü isimlerinden biri olan Makanin’in en önemli eseri olarak kabul edilir “Underground ya da Çağımızın Bir Kahramanı.” Varoluş, öz saygı ve özgürlük temalarını nükteli dille işleyen roman, günlerini varoşlardaki bir apartmanda bekçilik yaparak geçiren yazar adayı Petroviç’in hikayesini konu alıyor. Petroviç, başvurduğu yayıncılar tarafından üst üste reddedilmiş bir yazar ve tıpkı akıl hastanesinde aklını yitiren ressam kardeşi gibi dâhilikle delilik arasındaki ince çizgide gidip gelmektedir. Ama Petroviç uzun koridorlarda kendi “ben”ini ararken, başkalarının duvarlarındaki tozlara bekçilik ederken, kanındaki alkol seviyesini gece gündüz yükseklerde tutarken mutludur... Belki de etrafındakilerin hayatın anlamsızlıkları içinde koşuşturup durmalarından ötürü... Kendinden önceki Rus yazarların eserlerine göndermeler de yapan Vladimir Makanin’in yeraltı kültürünü temsil eden anti-kahramanı Petroviç’in realist portresi için “günümüz insan modern toplumun psikolojik düzensizlik ve dengesizliklerini ortaya çıkarıyor” diyebiliriz.
Kendinizi kitaplarda keşfedin
Farklı dünyaların içinde kendini bulmak isteyenlere...
Haberin Devamı