İstanbul"un hiç görmediğimiz halleri

Buket Aşçı ile kültür turu

Haberin Devamı

Bir şehri sevmek onu tanımakla başlar, tüm sevgilerde olduğu gibi. İstanbul için hepimizin söyleyecek birkaç basma kalıp sözü vardır elbet. Ama hepsini birer klişeye dönüştürerek söyleriz. Çünkü onun hafızalarımıza kazınan görüntüsü, tıpkı saatli marif takvimlerinde yer alan fotoğraflarındaki gibi bir köprü, bir mavilik, biraz da yeşilliktir. Oysa İstanbul bu "resmi görüntüsü"nün çok ötesindedir. Elbette, sevmeyi bilenler için. Mimar Sinan Genim"in yıllara yayılan ve artık bir yaşam biçimi haline gelen araştırmaları sonunda kaleme aldığı İstanbul kitabı, sanırım bu sevginin en üst noktalarından biri. Zira söz konusu kitabın her bir cildini, benim cüssemdeki iki kişi zor taşır.

İstanbul"un hiç bilinmeyen hallerinin, bilinmeyen görüntülerinin, hiç tanımadığımız yerlerinin fotoğraflarının yer aldığı bu kitabın ilki, iki cilt olarak altı yıl önce yayımlanmıştı: "Konstantiniyye"den İstanbul"a -XIX. Yüzyıl Ortalarından XX. Yüzyıla Boğaziçi"nin Rumeli Yakası." İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nün ilk kitabı ünvanını da taşıyan bu kitapla eş zamanlı olarak bir de sergi açılmıştı. Kitapta yer alan fotoğraflardan bir seçkiydi bu. İşte bu kitabın devamı nihayet çıktı. Elbette yine sergisini peşine takarak. Sinan Bey bu kez, ortasından deniz geçen bu güzel ve ışıltılı şehrin karşı yakasına eğilmiş yani Anadolu yakasına: Bu yüzden de kitabın adında sadece iki kelime değişmiş: “Konstantiniyye"den İstanbul"a - XIX. Yüzyıl Ortalarından XX. Yüzyıla Boğaziçi"nin Anadolu Yakası."

Profesyonel ve amatör fotoğrafçıların fotoğraflarından oluşan kitap İstanbul"un kaybolmuş güzelliklerinin yanı sıra şehrin sosyo-ekonomik ve kültürel özelliklenini anlamak için muazzam bir kaynak. Üstelik bazı yanlışları da düzeltiyor. Mesela, bu kitapla iki yüzyıla yakın süredir Macar Tabya olarak bilinen bir alanın gerçek adının Ma-i Cari (Akarsu) Tabyası olduğu tespit edilmiş. Ya da “Mehtabiye kasrı" veya “Grup köşkü” gibi bugün unutulmuş bazı yapı tipleri keşfedilmiş.

Ancak Sinan Genim"in tüm araştırmalarına rağmen, Anadolufeneri ve Poyrazköy ile ilgili eski dönemlere ait tek fotoğraf bulunamamış. Bu nedenle Anadolu yakasının öyküsüne Anadolukavağı ile başlıyor. Sinan Hoca"nın kitabını edinmek biraz zor, çünkü çok özel bir koleksiyon kitabı. Ancak 1 Nisan"a dek Pera Müzesi"nde sürecek olan sergiyi görmenizi tavsiye ederim. Elbette İstanbul"u seviyorsanız ya da böyle bir iddianız varsa...

DİĞER YENİ YAZILAR