Saadet yüksek lisans ödevi için bir kitaba ihtiyaç duymuş. Bu, öyle adı sanı bilinmez bir kitap değil. Yazarı da yıllar önce göçüp gitmiş biri değil, hayatta. Önce kitabevlerine bakmış; yok. Yayınevini aramış “baskısı tükendi” demişler. Beni aradı, ben de yok. Birkaç sahaf gezdikten sonra nihayet kitabın izini internet üzerinden tanıtım yapan Gaziantep’teki bir kitapçıda buldu.
Nasrettin Hoca’ya kulağını tersten tutturan bu kitap hangisi mi? Giovanni Scognamillo’nun “Bir Levanten’in Beyoğlu Anıları.” Evet, yanlış okumadınız, hani şu 79 yaşındaki İtalyan asıllı Levanten tarihçi ve yazarın meşhur kitabı. Hani canım İstanbul’un 70 yıllık kültürel hayatını anlattığı için tarih bölümlerinde okuyan öğrencilerin, araştırmacıların kaynak olarak başvurdukları kitap.
Ne yazık ki Türkiye’deki vaziyet bu. Herkes aslında biraz kendine, birkaç okura ama çoğunlukla suya yazıyor. Bir kitap çıktıktan altı ay sonra sahaf olabiliyor. Bu satırları okuyan bazı yayıncılar “ama talep yok” diyebilir, talebi dalından düşen bir meyva sanarak.
Bugün kaç mahallede kitapçı var? Bırakın onu kaç semtte? Yolda yürürken her türlü ilginç mağaza görürüz ama kitapçı görmeyiz.
Şimdi bu boşluk internet üzerinden satış ile kapatılmaya çalışılıyor. Oysa bu durumu bir tekstil ya da bakliyat üreticisine bile anlatamazsınız. Onlar ürünlerini vitrinde de görmek ister çünkü markalarını bunun güçlendireceğini bilirler. Dahası bu bir duygu, gururdur. Ne tuhaf ki, 1990 ile 2000 arasındaki on yıllık süreci “kitap bir metadır, ay yok değildir” tartışmasına harcayan yayın dünyasının kitapların dokunulup karıştırılarak alınması için verdiği pek bir gayret yok. Gerçi bu piyasada, tükenen bir kitabın tekrar basımı için de gayret verilmeyebiliyor. Daha çok satmak için etkileyici metodlar aramaksa racona ters düşer.
Bu yüzden Gaziantep’teki altarnatifkitap.com’un sahibi Ömer Doğan’a buradan bir alkış, lütfen! İnternet sitesini tanıtım amaçlı kullanıp telefonla satış yaptığı yani müşterileriyle konuşarak da olsa iletişim kurduğu, öğretmen, öğrenci hatlarını da unutmadığı için.
Bu kadar kitap niye basılır?
Duyduklarıma önce inanamadım... Sonra da “niye şaşırıyorum” dedim. Kara mizahın en güzel örnekleri arasına girebilecek bu olay VatanKitap’ın yazarlarından, çevirmen Saadet Özen’in başına geldi
Haberin Devamı