Ben bencilliğin bittiği noktayım

Buket AŞÇI ile Kültür Turu

Haberin Devamı

Siz hiç yaşamak istediğiniz için utandınız mı? Ben utandım. Çünkü ben de 60 bin kişi gibi organ bekliyordum. "Yaşamak istiyorum" diyemiyordum çünkü yaşamam bir başkasının ölüm haberi demekti. Bu yüzden diğer pek çok organ bekleyen gibi derin bir suskunluğa sığındım.
Sessiz çığlıkların uğuldadığı bir dünyaydı burası. Uyandığımda ters çevrilmiş bir kum saati ile karşılaştığım... Yediklerim, içtiklerim hep sınırlıydı. Gün aşırı en fazla iki litre sıvı alabilirdim. Suyun adı artık su değildi, çorbanın, dondurmanın da... Biz onlara "sıvı" diyorduk. Portakal suyu bir hayal, kurufasulyeyi kaçırmak ciddi bir tehlikeydi. Aslına bakarsanız her yemek sanki bir intihar girişimiydi... Hep derim; "Sahra"dan daha büyük bir çöl biliyorum ve ben oradan geldim." Orada 60 bin arkadaşım var ve sayıları her geçen gün artıyor. Ben böbrek nakilliyim.
İnsanlar hastalıklarını söylemez, utanır. Hastalıklar bir zayıflık, yara olarak görülür. Çünkü kapitalizm zayıflara yaşama şansı tanımayı pek sevmez; uğraşamaz, üşenir, daralır, bunalır, içine fenalık gelir... Her ne kadar iki yüzlü ahlak anlayışı ile aksini iddia etmeye çalışsa da öyledir, sakın ona inanmayın, umursamayın da... Ben umursamıyorum. Aksine böbrek nakilli, organ nakilli olduğum için gurur duyuyorum. Çünkü ben bir insanın en acılı anında, bir başkasının yaşamını düşünebilmesinin sonucuyum. Ben insanlığın, en güzel, en vefalı, en erdemli mucizelerindenim.
Bir insan için en acı an, bir yakınını hele evladını kaybettiği andır. İşte organ bağışı, onun bu en acılı anında bir başkasının çocuğunu umursayabilmesidir.
Şimdi bir dakika durun ve düşünün; siz bu kadar erdemli misiniz?
Bana sakın organ mafyasından, şehir efsanelerinden bahsetmeyin. Türkiye"de organları çalınmış tek ceset yoktur. Ne emniyete yansımıştır böyle bir bilgi, ne de basına. Kaldı ki, bu işlem sıkı bir cerrahi bilgi gerektirir, buna sahip cerrahlar da Türkiye"nin yüz akıdır. Hayat zor, acımasız, adaletsiz... Dünyanın doğusu, yıllardır savaşıyor ve daha da savaşacak. Kan hiç durmuyor. İnsan hayatı birer istatistik rakama kadar inmiş. Adaletten bahsetmek saflık hatta salaklık olarak tanımlanıyor.
Bazen umudumu yitirecek gibi oluyorum... Edebiyat, müzik... Sanatın her türü ağrılarımı dindiremez oluyor. Ama sonra aynaya bakıyorum ve gülümsüyorum. Umutlanıyorum çünkü ben organ nakilliyim. Bir başkasının en acılı anında bile başkasını düşünebilmesinin sonucuyum. Ben bencilliğin bittiği noktayım. Lütfen, organlarınızı bağışlayın. Emin olun, hastalanmış ahlak yapımızda büyük bir iyileşme olacak...
(Yazıyı okuyanlardan küçük bir rica: Böbreği ile yaşadığım Aykut için dua eder ya da iyi dileklerde bulunursanız, beni çok mutlu edersiniz.)

Destek verenlere teşekkürler

Organ bağışı ve nakline verdiği destekten ötürü Sunay Akın"a binlerce teşekkür... Daha önce İzmir"de de organ bağışı için bir gösteri düzenleyen Sunay, bu kez bu görev için Medical Park Göztepe Hastanesi"nde sahne aldı. Sunay"ın izleyenleri uygarlık tarihinde bir yolculuğa çıkarttığı "Söz Gösterisi"nin düzenlenmesine destek veren Medical Park Göztepe Hastanesi Organ Nakli Merkezi Başkanı Doç. Dr. Serdar Kaçar"a, Prof. Dr. Alp Gürkan"a, Süleyman Tilif"e de çok teşekkürler ve selamlar...

DİĞER YENİ YAZILAR