İktisat Fakültesi’nde okuduğum ilk yıllar. Kantinde çay üstüne çay içip hararetli ekonomi tartışmaları yapıyoruz. Kapitalizmi, liberal ekonomiyi toptan reddettiğimizden bizim için ülkenin içinde bulunduğu ekonomik sorunları, konjonktürü, maliye ve ekonomi politikalarını yorumlamak da gereksiz. Ne de olsa artan her verginin amacı da sonucu da belli! Ancak bir köşe yazarı var ki bizim gibi önyargısıyla muhalifliğini var eden gençlere bile reel ekonomiyle ilgili gelişmeleri, sorunları, analizleri okutuyor. Üstelik hiçbirimiz çıkıp "Ya bu adam TÜSİAD Genel Sekreterliği"ni, Aksigorta Yönetim Kurulu Başkanlığı"nı yaptı" da demiyor. Hani bu sıfatları bir başkası taşısa bırakın yazılarını okuyup kantinde yorumlamayı, onu yerden yere vururduk.
Bizim gibi çok bilmiş cahillerin bile güvenini kazanan bu yazarın, ekonomi gazeteciliğinin duayeni Güngör Uras olduğunu anlamışsınızdır. Yazılarını sade vatandaşın anlayabilmesi için kolay anlaşılır bir dille yazan, daha doğrusu yazmayı başaran Uras"ın bu başarısının sırrı elbette ki öncelikle okura sunduğu güven ve doğru duruştu. Biz onu okurken şunu bilirdik; "Güngör Uras"ın muhattabı vatandaştı."
Nitekim bu sayede Şubat Krizi ile Türkiye"nin üzerine kara bulutlar çöktüğünde o sadece bankaları, şirketleri, devleti, onun devamlılığını vs. anlatmakla yetinmedi ve böylece bizi "Ayşe Teyze" ile tanıştırabildi.
Buradan sonra da adı; "Ayşe Teyze"nin mucidi" olarak geçmeye başladı. Ama o iki kimliğe de sığmayacak kadar renkli bir kişilikti de aynı zamanda. Ali Rıza Kardüz mahlası ile yazdığı gurme yazıları da tiryaki yaratan türdendir. Mesela onun Yeniköy"deki fındıkçıyı anlattığı bir yazısı vardır ki bu yazı benim için asla bir yemişin hikâyesi ile sınırlı kalmamıştır. Sekiz yıl oturduğum Yeniköy"ü, yaz mevsimini, mevsim döngüsünü anlatan bu yazı aklıma nedense bilge ve hüzünlü bir yüzün gülümseyişini getirir.
Bir yazarın bir fındıktan ya da yastık altındaki altından yola çıkarak bir hayatı anlatabilmesi kolay değildir. Hele hele bunun sade, anlaşılır, çok basitmiş gibi görünen bir dille anlatması hiç kolay değildir. Bu yüzden Dünya Gazetesi"nde de Tevfik Güngör mahlası ile yazan Güngör Uras, benim için her şeyden önce büyük bir yazardır. Ekonomiden, lezzetten, beslenen algıları dünyaya açık büyük bir yazar.
Saf ve Bakir Anadolu Çocuğu, Güngör Uras Kitabı / Haşim Akman
/ İş Bankası Kültür Yay. 24.110
Elif Şafak takipçileri 500 bini geçti
Dünya ilk demiryolları ile küreselleşti. Artık Arjantin"deki bir ürün Avrupa"da satılabiliyor, Rusya"dan trene binen İtalya"ya tatile gidebiliyordu. Ama ne telefon ağları ne de uçak dünyayı internet kadar küçültüp küresel bir köye dönüştüremedi. Çünkü bu kez küreselleşen bilgiydi. Bilgi artık her yerde ve herkese açık. Bu değişimin beklenmedik sonuçları oldu. Okur ve yazar arasındaki ilişki şimdiden değişmeye başladı. Okurlar saatlerce imza günlerinde bekledikleri bir yazara artık Twitter"den ulaşabiliyor. Dahası romanlarını daktilo ile yazmayı ritüel olarak sürdüren edebiyatçılar da Twitter"da yer alıyor. Böylece hem okuru ile hem de tüm dünyayla iletişim kurabiliyorlar. Bir yazarın dünyaca tanınması için artık tek bir tweet bile yetebilir.
Türkçe edebiyatta en çok takipçisi olan yazar Elif Şafak. Bir senedir Twitter"de olan Şafak"ın takipçi sayısı 500 bini geçti. Tweet"lerini hem Türkçe hem İngilizce yazdığı için yabancı takipçileri de var.
Elif Şafak"ı 247.609 takipçiyle Ece Temelkuran, 173 bin 827 ile Yekta Kopan takip ediyor.
Ayşe Teyze"den selam var
Buket Aşçı ile kültür turu
Haberin Devamı