Adana Büyükşehir Belediyesi’nde geçen hafta patlak veren skandal, yolsuzlukla mücadele konusunda “örnek olay” olmaya aday görünüyor. Çünkü Belediye Başkanı’nın bağlı olduğu MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, konuyla ilgili olarak dün son derece net ve örnek bir duruş sergiledi. Partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli, tutumunu iki cümleyle son derece açık ve net biçimde ortaya koydu. Birincisi, Belediye Başkanı Aytaç Durak ve rant paylaşımı kavgası içinde oldukları ileri sürülen yine MHP’li Belediye Meclisi Üyesi Mustafa Tuncel’e yönelik mesaj: Hemen partimizden istifa ediniz...
İkincisi de, İçişleri Bakanlığı’na ve Cumhuriyet Savcılıklarına: Harekete geçin, gereğini yapın. Bahçeli’nin yolsuzlukla mücadele açısından bir kilometre taşı olabilecek bu tutumu, yolsuzluk iddiaları karşısında gösterilmesi gereken samimi tavrın çarpıcı bir örneği.
Belediye Başkanı suçlu veya kusurlu olabilir, masum da olabilir, partili arkadaşının iftirasına da uğramış olabilir. Bunlar soruşturma sonucunda ortaya çıkacak. Ama o süreçte siyasi himaye görmeyeceği kesin. Tabii ki bu tutumla olayın partisine zarar vermesinin önüne geçmeyi de hedeflemiş olabilir Bahçeli.
Aslında Bahçeli’nin koruması olsa da olmasa da, İçişleri Bakanlığı’nın, Durak’la ilgili iddialar konusunda harekete geçeceği kesindi. Bu hem bakanlığın görevi idi hem de zaten iktidar partisi, Aytaç Durak’ı seçim döneminden beri yakın izlemeye almıştı.
Geçen dönemde AKP’den belediye başkanı olan Durak, son seçimlerde aday gösterilmeyince, MHP’nin yolunu tutmuş ve belediye başkanlığını da beraberinde götürmüş, AKP’ye ağır bir darbe indirmişti.
O günden beri AKP’nin Durak’la ilgili ciddi iddiaları vardı ve bunlar muhtemelen araştırılıyordu. Tabii akla şu soru gelebilir: İktidar partisinin madem kuşkusu vardı geçen dönemde kendi partilerinden belediye başkanlığı yaparken niye bunların üstüne gitmedi?
Bu sorunun yanıtı açıkta...
Yanıtı ortada olan başka sorular da var. Örneğin muhalefet partilerine ait belediyelerdeki yolsuzluk iddiaları karşısında büyük hassasiyet gösteren hükümet, acaba kendi belediyelerine, kendi belediye başkanlarına karşı da aynı hassasiyeti gösterebiliyor mu?
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın dünkü soruları ve eleştirileri de bu nokta üzerinde yoğunlaşıyor. Örneği Deniz Feneri soruşturmasından veriyor Baykal ve diyor ki;
“Başbakan, ’Adana Büyükşehir Belediye Başkanı soruşturulsun’diyor. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı da soruşturulsun, Zahid Akman da, sen de, ben de soruşturulalım, hepimiz soruşturulalım. Niye sadece Adana Belediye Başkanı?”
Bugüne kadar AKP’li belediye başkanları hakkında yüzlerce iddia ortaya atıldı. CHP’li Kemal Kılıçdaroğlu, bazı AKP’li belediyelerle ilgili çok ciddi belgeler, dosyalar koydu ortaya. Sonuç ne oldu? AKP’de iki genel başkan yardımcısı istifa ettirildi ama belediye başkanlarına pek bir şey olmadı. Acaba iktidar partileri de Devlet Bahçeli’nin dünkü tutumunu sergileyebilseler ne olur?
Çok şey.
Belki çok can yanar ama yolsuzlukla mücadele konusunda Türkiye gerçekten de ciddi bir adım atmış olur.
Yolsuzlukla mücadele örneği...
Haberin Devamı