Yeni anayasa ve içtüzük...

Haberin Devamı


Yeni anayasa projesi uzunca bir süreden beri siyaset gündeminde önemli yer işgal ediyor. Sokaktaki sıradan vatandaştan tutun, sivil toplum örgütlerine, siyasi partilere, Başbakan ve Cumhurbaşkanı’na kadar herkes yeni anayasanın elzem olduğunu düşünüyor.

Siyasetin bunca gerilimli, kavgalı, gürültülü bir süreçte ilerlemesine karşın, yeni anayasa meselesi, adeta siyaset üstü bir proje olarak yürütülmeye çalışılıyor.

Meclis Başkanı Cemil Çiçek, liderler ve siyasi partiler arasındaki gerilim ve kavgaların bu projeyi etkilememesi için büyük çaba gösteriyor. Bu bakımdan şu ana kadar başarılı olduğu da söylenebilir. Gerçekten de bunca kavga gürültüye karşın “Anayasa Uzlaşma Komisyonu” en azından şimdilik, sükunet içinde uzlaşma arayışlarını sürdürüyor.

Tabii ki bu çalışmaların nasıl sonuçlanacağı, sonuçlanıp sonuçlanamayacağı ayrı konu...

Çünkü, 2011 seçimlerinden bu yana yaşanan gelişmelere bakıldığında Meclis’in umulduğu gibi geniş kapsamlı bir uzlaşmaya yakın olmadığı görülüyor.

Özellikle geçen hafta görüşülmeye başlanan Meclis İçtüzük değişikliği teklifi, uzlaşmanın ne kadar güç olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.

İçtüzük konusunda yaşanan kavgalar, iktidarla muhalefet arasındaki sert tartışmalar yeni anayasa projesinin geleceği konusunda fikir verebilir.

Meclis İçtüzüğü, anayasa kadar olmasa bile parlamenter demokrasinin işleyişi konusunda son derece önemli bir konu. Ve bu önemli konuda iktidarla muhalefet uzlaşamıyor. Dahası, iktidar uzlaşma ihtiyacı görmeden içtüzüğü kendi anlayışı doğrultusunda tek başına değiştirebileceğini söylüyor muhalefete.

Muhalefet ayağa kalkıyor...

“İktidarın içtüzük değişikliği ile muhalefetin sesini kesmeyi, denetim hakkını elinden almayı hedeflediğini” söylüyor.

İktidar sözcüleri ise aksini savunuyor. Muhalefetin sesini kısmak, denetim yetkisini, hakkını kısıtlamak gibi bir düzenlemenin sözkonusu olmadığı ifade ediliyor. Öngörülen düzenlemelerin Meclis’in daha çağdaş, daha verimli ve sağlıklı bir çalışma sistemine kavuşturmaktan ibaret olduğu savunuluyor.

Peki iktidar mevcut içtüzükten niye şikayetçi?

Normal olarak şikayetçi olmaması gerekiyor. İktidar çoğunluğunun bugüne kadar Meclis’ten geçirmeyi düşündüğü hiçbir düzenleme içtüzük engeline takılmadı. Muhalefetin şiddetle karşı olduğu en kritik yasal düzenlemeler dahi belki birkaç saatlik veya birkaç günlük gecikme ile Meclis’ten geçti. İçtüzük hiçbir zaman engel oluşturmadı. Sadece bazı yasalarda öngörülen süre bir miktar uzadı...

Şimdi muhalefet önerilerilerine gün ve konuşma süreleri ile ilgili sınırlama getirilmeye çalışılıyor. Muhalefetin itirazı da bu.

Muhalefet partilerinin vereceği grup önerilerinde konuşma süresinin 5 dakika ile sınırlandırılması. Mevcut uygulamada bu süre 40 dakikaydı. İkincisi toplantı yeter sayısı isteyecek milletvekili sayısının 1’den 15’e çıkarılması...

İşte içtüzük krizi bu iki noktada düğümleniyor.

Bu kriz siyasi partiler grup başkanvekillerinin bugün yapacağı toplantıda aşılmaya çalışılacak.

Cemil Çiçek’in girişimleriyle muhtemelen bir orta yol bulunabilecek. Ancak bu olay muhalefette öteden beri var olan bir kuşku ve güvensizliği iyice derinleştirmiş durumda.

Yani yeni anayasa projesi konusunda AKP’nin bir noktadan sonra kendilerini oyuna getireceği kuşkusu...

Uzlaşma komisyonunu çalıştırıp, muhalefeti bir süre daha uyuttuktan sonra anayasadaki kritik maddelerle ilgili düzenlemeleri kendi istediği ve planı doğrultusunda sürpriz bir şekilde Meclis Genel Kurulu’nun onayına sunacağı ve sürpriz transferlerle bu düzenlemeleri referanduma götürebileceği şüphesi var muhalefette.

Ancak şimdilik bunu dillendiremiyorlar. Çünkü şu aşamada kimse yeni anayasada uzlaşmadan kaçan taraf olmak istemiyor.

O nedenle yeni anayasa çalışmaları şimdilik sorunsuz yürüyormuş gibi gözüküyor ama henüz işin esasına gelinmedi...

DİĞER YENİ YAZILAR