Anayasa Uzlaşma komisyonu, iyi niyetle, özveriyle çalışmalarını sürdürüyor. Komisyon üyesi milletvekilleri çoğu kez tatil imkanlarından dahi feragat ediyorlar. Nitekim, önceki gün ve dün Meclis fiilen tatil yaparken, komisyon üyeleri çalışmaya devam etti.
Ama işlerin yolunda gittiğini söyleyebilmek güç.
Temel konulardaki uzlaşmazlıklar çok fazla.
Hangi maddelerde hangi konularda uzlaşmazlık çıkabileceği de başından beri sürpriz değildi aslında.
Örneğin, millet tanımı ve vatandaşlık. Bu konuda BDP ile MHP’nin zıt kutuplarda duracakları belliydi. Ama en azından AKP ve CHP’nin bir orta yol bulabilecekleri umuluyordu. Komisyonda bu konuda çıkan krizin uzlaşmayla çözümü kolay gözükmüyor.
Vatandaşlık tanımıyla ilgili bu kriz yeni anayasa konusunda çıkan ilk uzlaşmazlık değil. Son da olmayacak. Yazım çalışmaları ilerledikçe daha pek çok noktada uzlaşmazlık çıkacağına şüphe yok.
Temel konularda uzlaşma olması kaçınılmazdı. Vatandaşlık ve millet tarifi, eğitim dili, yerel yönetimlerin özerkliği, yargı, laiklik tanımı gibi...
Bu uzlaşmazlıklar baştan hesaplanmıştı. Çüzüm için de düşünülen bir formül vardı.
Söz konusu temel noktalardaki uzlaşmazlıkların alternatifli olarak bırakılması, yazım tamamlandıktan sonra 5 - 10 maddedeki uzlaşmazlıkların çözümü için liderlerin devreye girmesi formülü uygulanacaktı.
Örneğin vatandaşlık ve millet tanımı, laiklik, eğitim, dil, yerel yönetimler ve yargı ile ilgili hükümler, liderler zirvesinde ele alınıp orta yol formülleri bulunacaktı.
Düşünülen buydu.
Bu konuda umutlar hala tükenmiş değil.
Ancak yazım çalışmalarının hızlanması, en geç yıl sonuna kadar tamamlanması kritik önem taşıyor. Sürecin 2013’e sarkması halinde uzlaşmanın daha da güçleşebileceğini iktidar da muhalefet de görüyor bugün.
Oysa Başbakan Tayyip Erdoğan, geçen yıl, “Yazım çalışmaları 2012 yılı sonuna kadar tamamlanmalı” dediğinde kıyamet kopmuş, muhalefet çok sert tepki göstermişti.
İfadenin, Başbakan’ın Meclis’e talimatı diye algılanması, yorumlanması durumunda tepki haklı sayılabilir. Ama belli ki Erdoğan farklı bir niyet ve kaygıyla bunu söylemişti; 2013 seçim yılı olabilir ihtimali...
İşte yeni anayasa çalışmalarının akıbetini etkileyecek süreç bu.
Çağdaş, demokratik ve özgürlükçü yeni anayasa için kader ayları başlamış durumda.
Özellikle de yerel seçimlerin
2013 sonbaharına alınmasına ilişkin olarak gündemde bulunan anayasa değişikliği AKP - MHP ittifakı ile gerçekleştirilebilirse yeni anayasa için süreç iyice daralacak.
Bu durumda yazım çalışmalarının en geç yıl sonuna kadar tamamlanması gerekiyor. Bu çalışma tamamlandıktan sonra muhtemelen temel uzlaşmazlık konuları için liderler biraraya gelip orta yol bulmaya çalışacaklar.
Ardından Anayasa Komisyonu süreci başlayacak. Ve sonra da Genel Kurul oylamaları.
Bütün bu sürecin en geç 2013’ün Nisan-Mayıs aylarına kadar sonuçlanması gerekiyor. Ondan sonra zaten seçim mesaisi başlayacak. Ki bu öyle tek seçimlik bir süreç de olmayacak. Önce yerel yönetim seçimleri, ardından cumhurbaşkanlığı seçimleri ve sonra da milletvekili genel seçimleri.
Yani iki yıllık bir kesintisiz seçim süreci...
O nedenle yerel yönetimlerle ilgili süreç başladığında, Meclis’in değil yeni anayasa yapmak reform niteliğinde yasa değişikliklerini gerçekleştirebilmesi bile çok zor.
Yeni anayasa için kritik süreç...
Haberin Devamı