Yandaş yargı olur mu?

Haberin Devamı

Böyle bir şeyin olup olamayacağı bir yana normal bir demokraside, hukuk devletinde bunun tartışılması bile anormal bir olay.

Ne yazık ki şu anda siyasetin gündemi uzunca bir süreden beri bu konu.

Hükümet yargıdan şikayetçi, yargı hükümet müdahalelerinden. Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’nun yapısına ilişkin anayasa değişikliği hazırlıkları bu tartışmayı zaten canlı tutuyordu.

Ancak eski DEP’li Hatip Dicle’nin ortaya attığı bir iddia şimdi tartışmayı çok daha boyutlandırmış durumda.

İddia vahim ötesi...

“Açılım” kapsamında 19 Ekim’de Habur sınır kapısından giriş yapan PKK militanlarının serbest bırakılması konusunda, güya İçişleri Bakanı Beşir Atalay, eski DTP Genel Başkanı’na “Gereken ayarlamalar yapıldı, serbest bırakılacak” demiş.

Taraflar bu iddiayı kesin ifadelerle yalanlıyor ama anamuhalefet CHP konuyu Meclis gündemine taşımaya, İçişleri Bakanı hakkında gensoru vermeye kararlı.

Peki bu iddiayı hem İçişleri Bakanı Atalay hem de diğer muhatap Ahmet Türk yalanlandığına göre konu niye kapanmıyor?

Kapanmıyor, kapatılamıyor çünkü 19-20 Ekim 2009 günü Habur’da yaşananlar normal değildi. Her türlü şaibeye, her türlü iddiaya açıktı.

Sınırda kurulan çadıra hakim getirilmesi olacak iş değildi, ama oldu.

“Pişman değilim, örgüt liderinin talimatı doğrultusunda barış elçisi olarak geldim” diyen teröriste “sen aslında pişman olmuşsun, ilgili yasa maddesi hükümleri çerçevesinde serbest bırakıyorum” deyip salıvermek de pek örneği olan bir durum değildi, ama o da oldu.

Normal değildi o günkü gelişmeler, sırf açılım projesi aksamasın diye hukukun, Türk yargısının eğilip bükülmesiydi, çifte standarttı...

O yüzden bu olay o gün de çok tepki çekmiş, çok tartışılmıştı. Şimdi Hatip Dicle’nin iddiası her ne kadar yalanlanmış olsa da ciddiye alınıp gensoru meselesi yapılıyor.

Ve o gün orada olup bitenler en azından kamuoyunun belli kesimlerinde çok ciddi tepki ve rahatsızlık yaratmıştı. O gün de çok tartışılmıştı o çadır mahkemesi olayı. Bugün de tartışılacak ve kolay kolay sonuçlandırılamayacak da.

CHP muhtemelen yarın gensoruyu Meclis Başkanlığı’na verecek. Bu gensoru bakan düşürmez, o bakımdan siyasi bir sonuç doğurmaz. Ancak yargı, yandaş yargı tartışmaları yeni boyutlar kazanır, zaten yüksek seyreden siyasi gerilim biraz daha tırmanır.

Kamuoyunun bir bölümü iddiaya inanır, bir bölümü de bunu muhalefetin hükümeti yıpratma taktiği olarak değerlendirir.

Çünkü zaten hemen her konuda Türkiye çoktandır bölünmüş durumda. Her olay bu bölünmüşlüğü, toplumsal kutuplaşmayı ve devlet kurumları arasındaki çatışmayı biraz daha derinleştiriyor. Bu olayın da öyle sonuç vereceğine hiç kuşku yok.

Tıpkı Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un geçen hafta yaptığı açıklamalar gibi. O açıklamalar konusunda da toplum ikiye bölünmüş durumda. Bir kesim Orgeneral Başbuğ’u siyasete, hükümete şantaj yapmakla suçlarken, karşı taraf, hükümetin olmayan darbe iddiaları ile orduyu yıprattığını düşünüyor.

Olup bitenler, yaşanan anormallikler acaba gerçekten iddia edildiği gibi, “sistemin normalleşmesinin, ülkenin demokratikleşmesinin doğal bir sonucu” mu?

DİĞER YENİ YAZILAR