Vaat yağmuru yolda...

Haberin Devamı

Türkiye erken seçim noktasına milyonu aşan kalabalıkların katıldığı mitinglerin ardından geldi. 22 Temmuz’daki seçim sürecine cumhuriyetin temel değerleri, ulusalcılık ve laiklik tartışmalarıyla girildi.

Bu tartışmalar ve bunun yarattığı kutuplaşma eğilimleri kuşkusuz seçim kampanyasında ve seçim sonuçları üzerinde de etkili olacak.

Cumhurbaşkanlığı seçiminin niye başarısızlıkla sonuçlandığı, Anayasa Mahkemesi’nin kararı, Genelkurmay’ın 27 Nisan Bildirisi, türban, imam hatip liseleri, çokça konuşulacak seçim meydanlarında. Asker üzerinden siyaset, irtica, bölücülük, laiklik ve demokrasi tartışmaları da keskinleşecek.

Son günlerde tırmanışa geçen bölücü terör saldırıları, şehit cenazeleri de partilerin seçim propagandası üzerinde etkili olacak.

Ancak bu tartışmaların, bu söylemlerin seçimi kazanmaya yetmeyeceği de açık.

Son birkaç seçimden beri partileri dipten tavana çıkaran, tavandan dibe vurduran çok büyük bir yüzer gezer oy potansiyeli var. Daha çok demokrasi, daha ulusalcı bir duruş veya daha laik bir Türkiye söylemiyle bu oy potansiyelinin harekete geçirilemeyeceğini elbette partilerin kurmayları çok iyi biliyor.

Geniş toplum kesimlerinin oyunu alabilmenin, geniş kitleleri etkileyebilmenin asıl faktörü ekonomiyle ilgili vaatler.

Halihazırda çok etkili bir örneği de var: Cem Uzan’ın uzunca bir süredir gazete ve TV reklamlarında kullandığı “mazot 1 YTL olacak” sloganının, özellikle tarım kesimi ve şoför esnafı üzerinde nasıl bir etki yarattığının bütün partiler farkında.

Zaten o yüzdendir ki iktidardaki AKP geçen hafta alelacele KDV oranlarını değiştirme ihtiyacı duydu. Bazı gıda maddelerindeki vergi oranını aşağı çekerek göreli bir ucuzluk yaratma çabasına girdi.

Şu anda partilerin seçim beyannameleri açıklanmadığı için kimin ne vadedeceğini tam olarak bilemiyoruz. Ancak genel başkanların konuşmalarından çıkan bazı ipuçları var bu konuda.

İktidardaki AKP’nin ne diyeceği aşağı yukarı belli. “Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır” diyecek AKP. Enflasyon canavarını nasıl yendiklerini, Türkiye ekonomisini nasıl büyüttüklerini, kişi başına milli geliri 5.500 dolara çıkardıklarını anlatacaklar. Yeni dönemde de hedefin 10 bin dolar olduğu, bu dönemde sağlanan makroekonomik istikrarın ardından yeni iktidar döneminde refahın halka daha etkili bir biçimde yansıtılacağı vaadinde bulunacaklar.

Seçimlerin diğer iddialı partisi CHP’nin vaatlerinin neler olacağı da az çok belli. CHP de akaryakıttan alınan vergileri aşağı çekerek mazot ve benzini ucuzlatacağını taahhüt edecek.

Dahası yoksullara “aile yardımı” adı altında maaş bağlanması, genel sağlık sigortası ve nüfus cüzdanıyla sağlık hizmeti, sınavsız üniversite, işsize iş, çiftçiye yüksek taban fiyat ve düşük faizli kredi desteği vaadi...

Bütün partiler benzeri vaatlerde bulunacaklar. Seçmene “Her şey sizin için” diyecekler; deyim yerindeyse bol keseden harcama planları ilan edecekler.

Bu harcamanın kaynağı nasıl mı bulunacak? Onu da iktidara gelince düşünecekler...

DİĞER YENİ YAZILAR