Üç aşamalı plan...

Haberin Devamı

Tezkere çıktığı günden beri herkesin aklındaki temel soru şu: Daha ne bekleniyor? Türk Silahlı Kuvvetleri ne zaman sınırın ötesine geçip harekata başlayacak? Bu noktada hükümet üzerinde de Türk Silahlı Kuvvetleri üzerinde de büyük baskı oluşmuş durumda.

Oysa hemen silaha sarılıp tek başına Kuzey Irak’ta bir askeri operasyon yapmak hiçbir zaman Türkiye’nin birinci önceliği olmadı. Türkiye’nin öteden beri dile getirdiği temel amacı, hedefi, muhataplarından istediği, Kuzey Irak’taki PKK varlığının şu veya bu şekilde tasfiyesi idi. Örgüte verilen maddi ve lojistik desteğin kesilmesi idi. Bu hedefe ulaşmadaki birinci tercih de Irak Hükümeti ve ABD ile işbirliği olmuştu öteden beri ve bunu da muhataplarına defalarca dile getirmişti Türkiye. Tezkere öncesinde Başbakan Erdoğan’ın başkanlığında yapılan Terörle Mücadele Yüksek Kurulu toplantısından sonra yapılan açıklamada aslında Türkiye’nin üç aşamalı bir planı uygulamaya başlayacağının ip uçları da verilmişti.

Birinci aşama, siyasi ve diplomatik temas ve tedbirleri içeriyor. Bu çerçevede hükümet, ABD ve Bağdat yönetimi nezdindeki girişimlerini yoğunlaştırdı. “İşbirliği yapmazsanız biz tek başımıza sınır ötesi harekatı başlatıp kendi imkanlarımızla Kuzey’deki PKK varlığını tasfiye etmekte kararlıyız” mesajı net biçimde verildi.

Hemen ardından da Meclis’ten sınır ötesi operasyon yetkisi içeren tezkere geçirildi. Böylelikle Türkiye’nin kararlılığı bütün dünyaya ilan edildi.

Ardından Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Arap ülkeleri başkentlerini ziyaret turuna başladı. Bu ziyaretleri, Türkiye’nin girişeceği harekatın amacının Irak’ta varolan istikrarsızlığı derinleştirmek, Irak halkına zarar vermek, Irak’ın herhangi bir bölgesini işgal etmek amacı taşımadığını anlatmak, bölge ülkelerinin desteğini de Türkiye’nin yanına almak için yaptı Babacan.

İkinci aşama ise ekonomik tedbirler. Yani Kuzey’i kontrolü altında tutan Kürt liderlerin Türkiye ile işbirliğine yanaşmaması halinde uygulanacak olan ekonomik ambargo. Dün Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün başkanlığında toplanan Milli Güvenlik Kurulu’nun önemli gündem maddelerinden birini bu konu oluşturdu.

Bugünden itibaren Mesut Barzani yönetiminin tutumuna bağlı olarak bu tedbirler de kademeli olarak uygulamaya konulacak. Elektriğin kesilmesine, gıda ve temel ihtiyaç maddeleri sevkiyatının durdurulmasına, Habur sınır kapısının kapatılmasına ve Kuzey Irak’ta iş yapan veya çalışan Türk vatandaşlarına “bu bölgeyi terk edin” çağrısına kadar bir dizi uygulama önümüzdeki günlerde aşamalı biçimde yürürlüğe konulacak.

Üçüncü aşama ise kapsamlı askeri harekat. Aslında TSK, “sıcak takip” çerçevesinde sınıra yakın bazı bölgeleri bir kaç günden beri kara ve hava unsurları ile vuruyor. Sınır bölgesindeki bazı PKK yuvalarına nokta operasyonlar yapılıyor.

Ancak kapsamlı harekat için henüz düğmeye basılmış değil. Bunun için son ve kritik temaslar yürütülüyor. Bu temaslar muhtemelen 5 Kasım’da Başbakan Erdoğan’ın Beyaz Saray’da Başkan Bush ile yapacağı kritik görüşmeye kadar devam edecek.

Eğer diplomatik temaslar sonuç verir, Irak ve ABD Türkiye ile samimi bir işbirliği içine girerler, PKK’nın lider kadrosunu yakalayıp Türkiye’ye teslim ederler, bölgedeki kamplarını imha ederler, örgütü bölgeden çıkarırlarsa o zaman sorun doğal olarak çözülmüş olacak ve Türkiye’nin tek başına askeri harekat yapmasına da gerek kalmayabilecek.

Bu ihtimal var ama hala çok zayıf...

DİĞER YENİ YAZILAR