Çiçek: Şimdi yapılan genel düzenlemeler var. Anlayış değişikliği var. Bu kapsamda benim düşüncem, yargı milletvekilleri bakımından da adli kontrol düzenlemesini dikkate alarak tahliye kararı verebilir. Tabii bu ilgili mahkemenin takdirine bırakılmıştır...
Son bir yıldır Türkiye’nin ve siyasetin en önemli tartışma konularının başında tutuklu milletvekilleri sorunu geliyordu. Bir yıldan beri çözüm aranan bu soruna şimdi dolaylı bir çözüm çıktığı anlaşılıyor.
Sorun iktidarın ve parlamentonun özel yetkili yargı konusunda ortaya koyduğu irade ve anlayış değişikliğiyle ve “adli kontrol” mekanizmasıyla aşılacak.
Anlayış değişikliği şu: Hükümet özel yetkili yargı konusunda kamuoyundan, muhalefetten gelen eleştiri ve tepkileri değerlendirip bu mahkemelerin kaldırılmasını önerdi. Meclis öneriyi kabul etti ve düzenleme yasalaştı.
Ayrıca, ağır ceza öngörülen suç ve suçlamalarla ilgili tutuklu yargılamalar konusunda da yargıya bir başka seçenek sunuldu. Denetimli serbestlik veya adli kontrol mekanizması sisteminde ceza üst sınırı kaldırılarak yargıya, “tutuksuz yargılamayı esas alın, uzun tutuklulukları gündemden düşürün” mesajı verildi.
Ancak merak konusu olan tutuklu milletvekillerinin durumu idi. Meclis bu yasal düzenlemelerle tutuklu milletvekilleri sorununu çözebilmiş miydi?
Dün bu konuyu Meclis Başkanı Cemil Çiçek’le konuştuk. Çiçek’e göre bu mesele önemli ölçüde çözüme kavuşturulmuş durumda.
Özetle şunları söyledi dünkü sohbetimiz sırasında:
“Meclisimizin kabul ettiği özel yetkili yargı konusunda yapılan değişikliklerin öne çıkan iki önemli unsuru var;
Birincisi, özel yetkili mahkemelerin uygulamalarındaki bazı yanlışlar ve sıkıntılar konusundaki şikayetlere hükümet de hak verdi.
Hükümetin özel yetkili yargı ile ilgili önerdiği düzenlemenin parlamentomuzda kabul edilip yasalaşması, aslında bu alanda bir anlayış değişikliği demektir.
Bundan sonra yargı artık hem yürütmedeki, hem de yasamadaki bu anlayış değişikliğini dikkate almak durumundadır.
İkincisi ise özel yetkili yargı ile ilgili tartışmalar özünde soruşturmaları yürüten savcıların işi geniş tutmalarından, aşırı derecede yaygınlaştırmalarından, önüne geleni tutuklama talebiyle hakim karşısına çıkarmaları ve hakimlerin de çoğu kez bu talebe uymalarından kaynaklanmıştır. Tutukluluk, uzun tutukluluk ciddi bir sıkıntı konusu olmuştur.
Şimdi yeni düzenlemede adli kontrol sisteminde üst ceza sınırının kaldırılması, bu uzun süreli tutukluluk hallerinden doğan sıkıntı ve şikayetler nedeniyledir.
Adli kontrol uygulamasında daha önce atılı suça ilişkin cezanın üst sınırının üç yıl olması gerekiyordu. Şimdi bu sınır kalktı.
Dolayısıyla da tutuksuz yargılama ve halen yargılanmakta olan tutuklu sanıkların tahliyesi konusunda yargının elini güçlendirmiştir Meclis. Yani Meclis ve hükümet, hakim takdirine bağlı olarak tutuksuz yargılamadan yana bir irade ortaya koymuştur.
Yargı bunu dikkate alacaktır...”
Bu noktada yine tutuklu milletvekilleri akla geliyor. Yapılan bu düzenlemeden sonra tutuklu milletvekilleri serbest kalacak mı?
Şu yanıtı veriyor Meclis Başkanı Çiçek:
“Ben bu konudaki görüşümü öteden beri dile getiriyorum. Bu konuda partiler arasında bir uzlaşma sağlanarak yasal düzenleme yapılması için de bazı girişimler yaptım. Ancak o zaman milletvekilleri ile ilgili özel düzenleme konusunda partiler arasında uzlaşma sağlanamadı. Şimdi yapılan genel düzenlemeler var. Anlayış değişikliği var.
Bu kapsamda benim düşüncem, yargı milletvekilleri bakımından da adli kontrol düzenlemesini dikkate alarak tahliye kararı verebilir. Tabii bu ilgili mahkemenin takdirine bırakılmıştır...”
Bakalım yargı önümüzdeki günlerde nasıl bir karar verecek? Tutuklu 8 milletvekilinin tümünü yasa yürürlüğe girer girmez hemen tahliye mi edecek, yoksa bir-ikisini ayırıp onlar için bir süre daha tutukluluğun devamına mı karar verecek?
Yasaya göre takdir elbette yargının olacak. Ancak parlamentonun ve hükümetin iradesi tahliye yönünde...
Tutuklu vekiller serbest kalacak mı?
Haberin Devamı