Türkiye’nin arabulucuk misyonu ve Hamas gerçeği...

Haberin Devamı

Gazze’de yaşanan insanlık dramına başından itibaren en ciddi ve etkili reaksiyonu gösteren ülke Türkiye oldu. Olay, Başbakan Erdoğan’ın içerdeki siyasi önceliklerini dahi en azından şimdilik ikinci plana atmış gibi gözüküyor. Başbakan Erdoğan mesaisinin büyük bölümünü bu meseleye ayırmış durumda.

Başbakan ve hükümet, iyi niyetle Gazze’deki dramı durdurmaya, ateşkesi sağlamaya çalışıyor. Bunun için her türlü “arabulucuk” görevine talip olduğunu açıklıyor.

Ancak bu noktada belki de Başbakan Erdoğan’ın üslubundan kaynaklanan bir sorunla karşı karşıya.

Türkiye, İsrail-Filistin çatışmasındaki arabuluculuk misyonuna bugün 10 gün öncesine göre çok daha uzakta. Çünkü 10 gün önce Türkiye hem İsrail ile hem de Filistin tarafı ile samimi ilişkiler içinde olan, iki tarafla da konuşabilen en etkili bölge ülkesi konumundaydı. İki tarafa da eşit mesafede durduğunu gösterebiliyordu.

Bugün ise durum biraz farklı.

Fark, Başbakan’ın iç siyasette sergilediği üslubu dış politikaya da yansıtmış olmasından, duygusallığını, yüreğinden geçeni tartmaksızın, geleceğe dönük ince, diplomatik denge hesapları yapmaksızın söylemesinden kaynaklanıyor.

Başbakan Erdoğan’ın ilk günden İsrail’i çok ağır ifadelerle suçlaması, eleştiri dozunu yükselterek devam ettirmesi bu ülke ile diyaloğun düzeyini en azından şimdilik alt düzeye indirmiş gibi gözüküyor.

Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ali Babacan 10 günden beri yoğun bir diplomatik temas trafiği sürdürüyor. Erdoğan bölge liderleri ile yüz yüze görüşmeler yapıyor, Babacan meslektaşları ile görüşüyor. Yüz yüze görüşülemeyen batılı ülke liderleri ve dışişleri bakanları ile telefon diplomasisi yürütülüyor.

Fakat Türkiye’nin on günden beri görüşemediği tek merkez İsrail. Erdoğan’ın ilk günkü duygusal çıkışı bu hatta ciddi bir arızaya yol açmış durumda.

Bu arada Türkiye’nin açık tuttuğu en kritik temas hattı ise Hamas ile. Zaten arabulucuk girişimlerinde problemin başladığı nokta da bu hatta. Bugün Gazze’deki drama dünyanın kayıtsız kalması, bölgedeki Arap yönetimlerinin bile İsrail’in saldırganlığına içten içe avuç ovuşturmalarının gerisinde Hamas sorunu var. Bugün Türkiye için PKK ne ise İsrail açısından da Hamas öyle gözüküyor. Sadece İsrail değil, Suriye ve İran dışındaki bölge ülkelerinin bakışı da farklı değil. Türkiye’nin Hamas ile temasının sürdürülmesi, silahları susturabilmek, barışa katkı yapabilmek için belki kaçınılmaz görüyor. Ama başta İsrail, ABD ve hatta çoğu AB ülkesinin yaklaşımı pek öyle değil. Çünkü onlar Hamas’ı eli kanlı terör örgütü olarak görüyorlar. Elbette bütün bunları Başbakan ve kurmayları da görüyor. Ancak Erdoğan barış için bütün yolları denemeye kararlı.

DİĞER YENİ YAZILAR