Türbanda gerilim ve karmaşa dönemi...

Haberin Devamı

Türban tartışmaları Türkiye’yi ikiye bölmüş durumda. Bir yanda serbest bırakılması iyi oldu diyenler, diğer yanda bu gerişimi cumhuriyetin laik karakterini aşındırma adımı olarak değerlendirenler. Toplumun bütün katmanlarını etkileyen bu tehlikeli bölünme ve kutuplaşma, kurumlara, sivil toplum örgütlerine de yansıyor.

Toplumda ve kurumlarda bölünme, kutuplaşma eğilimleri derinleşirken dünden itibaren tartışmanın odağındaki üniversitelerde de karmaşa yaşanmaya başladı.

Türkiye Büyük Millet Meclis’inde geçen hafta sonunda gerçekleşen türban yasağını kaldırmaya dönük anayasa değişikliği, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün onayına dün sunulabildi.

Yasağı kaldırma işleminin tamamlanabilmesi için, anayasa değişikliğinin onaylanıp Resmi Gazete’de yayımlanması gerekiyor. O da yetmiyor. YÖK yasası da değişecek. Ki, AKP ve MHP arasındaki mutabakatın en kritik noktası bu. MHP, türbanın bağlanma biçiminin değiştirilerek “siyasal İslam’ın sembolü” olma iddiasını ortadan kaldırmak istiyor. Bunun için de nasıl bağlanacağına ilişkin yasal düzenlemeyi şart koşuyor. Çene altından fiyonk yapılarak bağlanırsa, inanç gereği, geleneksel örtü olacak, aksi taktirde sembol kabul edileceği için yasaklanacak. Aslında son derece karmaşık ve denetimi zor, yasa tekniği açısından da tartışmalı bir durum ama iki parti arasındaki türban mutabakatı da böyle...

Normal olarak yasa değişikliğinden sonra türban serbestisi başlayacaktı. Ama, dünden beri bazı üniversitelerde yasak fiilen kaldırıldı. Kocaeli ve Çukurova Üniversiteleri iktidar partisinin de arzuladığı biçimde “tamam artık, anayasa değişikliği Meclis’ten geçti, yasak bitti” havasında türbanlı öğrencilere kapıyı açtı. Ama öte yandan pek çok üniversite türbanıyla gelen öğrencileri yine kapıdan çevirdi. Üniversitelerde uygulama karmaşası başladı.

En azından anayasa değişikliği yürürlüğe girinceye kadar yasağı kaldırmak teorik olarak mümkün değil. Aslında anayasa değişikliği yürürlüğe girse dahi yasal düzenleme olmadan üniversite kapılarındaki karmaşayı önleyebilmek güç.

AKP ise anayasa değişikliğinin yürürlüğe girmesiyle birlikte yasağın tarihe karışması gerektiği görüşünde. Onun için de yasa değişikliği konusu ağırdan alınıyor.

Çünkü AKP anayasa değişikliği konusunda iptal endişesi taşımıyor. Ancak YÖK yasasında türban tarifini de içeren bir serbesti düzenlemesi konusunda aynı rahatlığa sahip değil AKP. Bu noktada da iki kaygı var. Birincisi, tabandan gelen bağlama biçimi eleştirileri. İkinci ve daha önemlisi ise CHP’nin bu düzenlemeyi Yüksek Mahkemeyle taşıması ve Anayasa Mahkemesi’nin verebileceği olası iptal kararı.

Onun için de AKP’de yasa değişikliğini erteleme eğilimi ağır basıyor.

Ama öte yandan MHP ise mutabakatı hatırlatıyor. “Sözünüzü tutun, YÖK yasasının ek 17. madde değişikliğini bir an önce Meclis’e getirin” diye bastırıyor.

Konuyu dün MHP Genel Sekreteri Cihan Paçacı ile konuştuk. “AKP’nin mutabakatımızın gereğini yerine getireceğine inanıyoruz” diyor Paçacı. Yasal düzenleme yapılmaması halinde doğacak sakıncaları anlatırken de “üniversitelerde ortaya çıkabilecek uygulama karmaşasını ve provokatif girişimleri önlemenin tek yolu da bu olur” diyor.

Olası provokasyonların nasıl önleneceği de türban tartışmalarının yarattığı gerginlik, kutuplaşma ve karmaşa ortamının nasıl aşılacağı da belirsizliğini koruyor.

DİĞER YENİ YAZILAR