Türban meselesi ülke ve siyaset gündeminin ilk sırasındaki yerini koruyor. İktidar partisi AKP öteden beri serbestiden yana. Başta anamuhalefet partisi CHP olmak üzere muhalefet partilerinin de tümü üniversitelerdeki türban yasağının kaldırılmasından yana.
Bu durumda türbanın mesele olmaktan hemen çıkarılması gerekiyor. Ama çıkarılamıyor. Aksine kavga günden güne şiddetleniyor.
Neden?
Bir çok neden sayılabilir. Ancak en önemlisi 12 Eylül referandumunda çıkan yüzde 58 oranındaki “evet” oylarının ülke genelinde oluşturduğu iklim...
Türban veya başörtüsü sorunu 11 Eylül’e kadar kadar üniversitelerdeki yasak çerçevesinde tartışılıyor, serbesti üniversite öğrencileri için talep ediliyordu.
İktidar partisini kapanmanın eşiğine getiren 2008 başındaki anayasa değişikliğinin esası da üniversitedeki yasağın kaldırılmasıydı.
2008’de AKP - MHP işbirliği ile gerçekleştirilen anayasa değişikliğine hem CHP’nin hem de başta TSK olmak üzere bazı anayasal kurumların direnci, muhalefeti vardı. Anayasa Mahkemesi’ndeki hakim görüş farklıydı.
Bugün ise atmosfer 2,5 yıl öncesine göre çok farklı. Bugün üniversitede türban yasağının kalkmasına itiraz yok.
O nedenle eğer 2008’de gerçekleştirilen ve Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği üniversitelerde türban serbestisine ilişkin anayasa düzenlemesinin aynısı bugün teklif olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne getirilse muhtemelen oybirliği ile kabul edilecek. CHP iptal için Anayasa Mahkemesi’ne gitmeyecek. (Gitse de zaten Anayasa Mahkemesi’nin yeni yapısının bu konudaki yerleşik içtihadı değiştireceğine kesin gözüyle bakılıyor.)
O halde neden yapılamıyor? İktidarla muhalefet neden uzlaşamıyor?
Çünkü bugün türban konusundaki asıl sorun üniversitedeki yasak değil, serbestinin kapsamı.
Örneğin CHP türbanın üniversite öğrencileri için serbest bırakılmasını kabul ediyor ama buna paralel olarak ilk ve ortaöğretimde kesin bir anayasal yasak istiyor. Kamu hizmetleri alanında da aynı kısıtlamanın anayasal hükme bağlanması öngörülüyor. Yani devlet dairelerinde, kamu kurum ve kuruluşları ile belediyelerde görevli personel için türbanın kesin olarak yasaklanması isteniyor.
Bu yüzden çözülmek bir yana iyice kördüğüm oluyor türban.
Çünkü çözüm talebi artık üniversitelerle sınırlı değil.
Hayatın her alanında serbesti talep ediliyor. İsteyen ilköğretimde de türbanı takabilsin isteniyor. Adım adım kamuda da türbanın serbest olması arzu ediliyor.
Öyle ya üniversitede türbanıyla, örtüsüyle eğitimini tamamlayıp örneğin hukuk fakültesini bitiren bir genç kız hakimlik sınavını kazanırsa türbanını çıkaracak mı? Ya da tıp fakültesini bitirirse devlet hastanesinde nasıl çalışacak? Ya da üniversitede araştırma görevlisi, asistan olarak kalırsa nasıl görev yapacak?
Çözümün en zor tarafı bu.
AKP bu yöndeki talepleri kabul ettiğini veya edeceğini açıkça ilan etmiş değil. Özellikle ilk ve orta öğretimde bugün için türbanın serbest bırakılmasının sözkonusu olamayacağını söylüyorlar. Ancak sınırlama, yasaklama getirilmesini de kabul etmiyor AKP.
O yüzden bu mesele 2011 seçimleri için de önemli bir tartışma malzemesi olmaya devam edecek. Seçimden çıkan sonuç belki çözümü kolaylaştırabilir...
Türbanda çözüm neden zora giriyor?
Haberin Devamı