Türban tartışmaları 2009 seçimlerine kadar sürebilir...

Haberin Devamı

Yıllardan beri hiç bitmeyen türban tartışmaları Başbakan Erdoğan’ın Madrid’teki açıklamalarından sonra yeniden alevlendi.

Tartışma alevlendi ama bu sorunun bugünden yarına çözüme kavuşturulabilmesi sözkonusu değil.

Çünkü çözümün tek yolu var; anayasa değişikliği. Sırf türbanı serbest bırakmak için bir iki maddelik anayasa değişikliği de düşünülmediğine göre yeni anayasa beklenecek.

Zaten AKP’nin de Başbakan Erdoğan’ın da baştan beri düşündüğü yol buydu. Yeni anayasaya eklenecek bir hükümle üniversitelerdeki türban yasağını kaldırmak...

Henüz resmen kamuoyuna açıklanmayan AKP’nin anayasa taslağında üniversitelerdeki türban yasağının kaldırılmasına ilişkin hüküm şu şekilde formüle ediliyor:

“Ceza hukuku ve genel ahlaka aykırı olmamak kaydı ile hiç kimse kılık kıyafetinden dolayı yükseköğrenim hakkından mahrum bırakılamaz...”

Böyle bir anayasa hükmü yürürlüğe girdiği andan itibaren Anayasa Mahkemesi’nin türbanı “siyasal İslam’ın sembolü” kabul ederek laiklik ilkesine aykırı olduğu gerekçesi ile yasakladığı 1989 tarihli kararı da otomatik olarak yürürlükten kalkacak.

Çözüm formülü bu.

Bu formül MHP başta olmak üzere muhalefet partilerinin de desteğini alabilirdi. MHP lideri Devlet Bahçeli de bir süre önce konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, siyasal simge olmamak kaydıyla türbanın serbest bırakılması gerektiği görüşünü dile getirmişti.

Ancak, Başbakan Erdoğan’ın son açıklaması şimdi Bahçeli’yi de sıkıntıya düşürmüş durumda.

Çünkü Bahçeli, laiklikle ilgili kaygılara katılıyor ve türbanın siyasal simge olmaması halinde serbestleştirilmesini öneriyor. Başbakan ise, “velev ki siyasal simge olsa da serbest olacak” diyor.

Zaten bu konunun yıllardan beri çözüme kavuşturulamamış olmasının gerisinde yatan neden de bu; geleneksel başörtüsüne kimsenin bir şey dediği yok ama türban siyasi simge kabul edildiği için laiklik ilkesine aykırı bulunuyor. O nedenle sorun çözüme kavuşturulamıyor. Şimdi yeni anayasa ile ilgili tartışmaların odak noktasını, yine türban, laiklik ve irtica kaygılarının oluşturacağı anlaşılıyor.

Ve bu meseleyi Türkiye en az bir yıl daha tartışmaya devam edecek. Başbakan, “gerilimsiz, toplumsal ve kurumsal mutabakata dayalı” çözümden yana olduğunu öteden beri söylüyor. Fakat işin içine “simge” girdiği andan itibaren bu çözüme gerilimsiz ulaşabilmek bir hayli zor.

Hem bu tartışma ve gerilim öyle bir-iki hafta içinde bitecek gibi de değil. Yeni anayasanın Meclis gündemine gelmesi, Anayasa Komisyonu ve Genel Kurul’daki tartışmalarının tamamlanıp kabulü en iyi ihtimalle bu yıl sonu veya 2009 başlarında sonuçlanacak.

AKP, anayasa referandumunu Mart 2009’da yapılacak olan yerel seçimlerle birleştirme; seçmenin önüne çift sandık koyma niyetinde. Yani anayasaya “evet - hayır” kampanyası ile yerel seçim kampanyası birlikte yürütülecek.

Bu durumda türban ve laiklik tartışmalarının 2009 seçimlerine de damgasını vurması kaçınılmaz gözüküyor.

DİĞER YENİ YAZILAR