Teröre karşı “Ulusal Mutabakat” nasıl sağlanacak?

Haberin Devamı

Meclis Başkanı Cemil Çiçek, dün tüm siyasi partilere, sivil toplum örgütlerine ve kamuoyuna çok önemli bir çağrı yaptı. Çağrı, aklı başında hiç kimsenin reddedemeyeceği türden bir teklif aslında.

Teröre karşı ortak duruş öneriyor Meclis Başkanı.

“Hayır ben karşı değilim” diyebilecek var mı?

Kuşkusuz yok.

“Hem teröre hayır diyelim, hem de kişisel hak ve özgürlüklere saygıyı daha da güçlendirelim” diyor Cemil Çiçek.

Bu da normal olarak kimsenin reddedemeyeceği bir teklif.

11 maddelik ortak mutabakat ilkeleri sıralıyor Cemil Çiçek ve bunu Meclis’te temsil edilen dört siyasi partinin yanısıra Meclis dışı tüm partilerin ve sivil toplum örgütlerinin bilgisine sunuyor. Bu çerçevede ortak bir siyasal ve toplumsal birlik öneriyor.

Çiçek, “Teröre Karşı Ulusal Mutabakat” bildirgesinde sıraladığı temel ilkeleri, bugün Meclis’te temsil edilen siyasi partilerin 2011 seçimlerine girerken açıkladıkları bildirgelerde yer alan ortak ifadelerden derlediğini söylüyor.

Yani bu yönüyle de açıklanan mutabakat metnindeki temel ilkeler, AKP’nin de MHP’nin de CHP’nin de savunduğu topluma taahhüt ettiği temel ilkeler.

Peki bu durumda Çiçek’in çağrısı, muhatapları, iktidarıyla muhalefetiyle en azından Meclis’te temsil edilen siyasi partiler tarafından hemen benimsenip “bu bildirgenin altına biz de imzamızı atıyoruz” tepkisi alabilecek mi?

Normal olarak alabilmesi gerekiyor. Ama ne yazık ki alamayacağı dün ilk anda belli oldu. İlk tepkiyi sıcağı sıcağına anamuhalefet partisi CHP verdi.

Çağrıyı, çok sert ifadelerle eleştirip, bu 11 maddelik mutabakat metninin de hükümet tarafından Meclis Başkanı’na dikte ettirildiğini iddia etti CHP sözcüsü Haluk Koç.

Bu Meclis Başkanı’na yapılabilecek, en azından bu konuda yapılabilecek büyük haksızlık...

Ayrıca, Çiçek’in bu girişimi hükümetin bu konudaki tutumundan çok CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun MHP’nin katı tutumu nedeniyle sonuçsuz kalan terör ve Kürt sorununun çözümü konusundaki siyasal ve toplumsal mutabakat çağrısına daha yakın.

Kılıçdaroğlu da bütün siyasi partilere “Gelin ülkenin bu en önemli sorununun çözümü için, akan kanı durdurmak, anaların gözyaşını dindirmek için bir masa etrafında buluşup ortak çözüm üretelim” dememiş miydi?

Demişti.

Şimdi benzer bir çağrıyı Cemil Çiçek yapıyor.

Bu kez de CHP, Çiçek’i eleştiriyor, suçluyor...

MHP’nin gündemi ise daha farklı. MHP, Şemdinli kırsalında silahlı PKK militanlarıyla kucaklaşan BDP milletvekillerinin nasıl cezalandırılabileceğinin, nasıl yargılanabileceğinin hesabında.

Özetle Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu bu terör meselesi, her ne kadar partiler üstü, güncel siyasetin ötesinde diye tanımlansa da bütün siyasi aktörlerin bu meseleye yaklaşımı kısa vadeli siyasi çıkar hesapları ve oy kaygılarına dayalı. İktidar da bu kaygıları taşıyor, muhalefet de...

Cemil Çiçek, “dünyada bunun örnekleri var, bizde de ulusal mutabakat sağlanması gerekir” diyor ama bizim kendimize özgü, kısa vadeli oy hesaplarına dayalı gelenekselleşmiş, çatışmacı siyaset yapma biçimini aşabilmek çok zor...

DİĞER YENİ YAZILAR