Tehlikeli girişim

Haberin Devamı

Anayasa Mahkemesi’nin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın iddianamesini kabul edip etmeyeceği henüz belli değil. Dava kabul edilse bile ne sonuç çıkacağını, AKP’nin kapatılıp kapatılmayacağını da kimse bilmiyor henüz.

Belki de dava kabul edilse bile, Anayasa Mahkemesi sunulan delilleri yeterli görmeyecek, işlenen fiillerin partinin kapatılmasına neden olacak ölçüde ağır olmadığı kanaatine varacak ve dosyayı kapatacak.

Bazılarına göre yüksek, bazılarına göre son derece düşük de olsa böyle bir ihtimal var. Ayrıca AKP’nin iddia ettiği gibi, iddianame eğer “dayanaktan yoksun saçma sapan iddia ve iftiralardan oluşuyor” sa o zaman Anayasa Mahkemesi’nin AKP’yi beraat ettirme ihtimali kesine yakın bir ihtimal.

Bu ihtimalin gerçekleşmesi halinde AKP aklanmış olacak. Bugüne kadar kamuoyunda, özellikle laiklik konusunda duyarlılığı yüksek olan çevrelerde duyulan kuşku ve güvensizlikleri de giderme fırsatı yakalamış olabilecek AKP.

Ama AKP’nin penceresinden durum pek öyle gözükmüyor. Çünkü AKP iddianameyi kendisine karşı hazırlanmış bir komplonun, darbe girişiminin parçası olarak görüyor. Öyle gördüğü için de davanın kapatma ve Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarına siyaset yasağı kararı ile sonuçlanacağına hemen hemen kesin gözüyle bakıyor.

AKP’lilere göre, “şeriatın kestiği parmak acımaz” mantığı ile sükunet içinde savunma yapıp dava sonucunu beklemek demek “kafayı giyotine uzatmak” tan farksız bir durum.

O nedenle AKP kurmayları şimdi anayasa değişikliği için yoğun bir hazırlık içinde. Tek çıkış noktasının, iddia ettikleri “hukuk darbesi”nin etkisiz kılınmasının tek yolunun anayasa değişikliği ile davayı durdurmak olacağına inanıyor AKP kurmayları.

Bu mantık AKP’yi sonu belirsiz ve hem kendileri için hem de ülke için çok tehlikeli bir yola itiyor. Anayasa değişikliği ile davanın önünü kesmeyi, kapanma riskini ortadan kaldırmayı planlıyor AKP. Hem de Meclis’te yeterli sayı olan 367 oyu sağlayamayacağını hesaplayarak anayasa değişikliğini referandumla halka kabul ettirmeyi hedefliyor.

Hukukçular bu girişimi, temel hukuk kurallarına, Anayasa’ya aykırı bir girişim olarak değerlendiriyor ve AKP’yi uyarıyor. Anamuhalefet partisi CHP “sakın ha yapmayın, bu daha ağır bir anayasa suçu oluşturur” diyor.

Fakat AKP en azından şu an için bu konuda oldukça kararlı gözüküyor.

Bu girişim ortada bir kapatma davası yok iken örneğin bundan üç beş ay önce yapılmış olsaydı normal karşılanabilirdi. “Demokratikleşmenin bir gereği, parti kapatmalarında AB standartlarının kabulü, Venedik kriterlerine uyum” düzenlemesi olarak kabul edilebilirdi.

Örneğin DTP ile ilgili kapatma davası gündeme geldiğinde dahi AKP böyle bir girişim başlatmış olsaydı algılama farklı olabilirdi.

Ama şimdi öyle mi...?

DİĞER YENİ YAZILAR