“Takdir Abdullah Bey’in”

Haberin Devamı

Başbakan Erdoğan önceki gün izlediğimiz Batman ve Erzincan mitinglerinde gördüğü ilgiden son derece memnun. Değişik kanallardan gelen anketler de Erdoğan’ı mutlu ediyor. 22 Temmuz’da yeniden tek başına iktidar konusunda artık hiç bir tereddüdü, kaygısı yok Başbakan’ın. Oylarını çok arttıracağını, yüzde 50’ye yakın bir noktaya ulaştırabileceğini umuyor.

Ama tek tereddüdü var; MHP’nin barajı aşması durumunda cumhurbaşkanlığı seçiminde çıkabilecek kilitlenme ve kriz...

Erzincan dönüşü Genel Yayın Müdürümüz Tayfun Devecioğlu ile birlikte uçakta sorularımızı yanıtlayan Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçiminin yeniden kilitlenmesi durumunda ikinci bir erken seçimin de ihtimal dahiline girebileceğini söylüyor.

Peki seçimden sonra bir yumuşama süreci başlamayacak mı? Çünkü oy oranı ne kadar yüksek çıksa da, tek başına hükümet kuracak sandalye sayısına ulaşsa da muhalefetle uzlaşma olmaksızın cumhurbaşkanı seçmenin mümkün olmadığını kendisi de kabul ediyor Erdoğan. Bu durumda muhalefetle uzlaşma arayışına gitmeyecek mi?

Bunu sorduğumuzda, “Tabii ki uzlaşma arayacağız” diyor Erdoğan ama hemen ardından ekliyor:

“Muhalefet dayatma içine girerse o zaman uzlaşma olmaz...”

Bu noktada “dayatma” ifadesi son derece önemli. Muhalefetin “dayatma” içerisine girmemesi gerektiğini söylüyor.

İyi de AKP’nin, Tayyip Erdoğan’ın “Bizim adayımız Abdullah Gül’dür. Buyurun uzlaşalım. Abdullah Bey’i uzlaşma ile cumhurbaşkanı seçelim” demesi dayatma değil mi? Tabii ki o da dayatma. Hem de gerisinde sisteme, Genelkurmay’ın 27 Nisan bildirisine ve Gül’ün cumhurbaşkanlığına karşı çıkan tüm kesimlere meydan okuyan derin duygularla yüklü bir dayatma...

Erdoğan acaba seçim meydanlarında gördüğü ilgi ve havanın da etkisiyle böyle bir tercihe mi yönelecek?

Soruyoruz:

- Seçimden sonra da aynı adayla, Gül’le mi devam edeceksiniz? Yoksa muhalefetle görüşüp bir uzlaşma arayarak yeni aday belirlemeyi düşünecek misiniz?

İşte bu noktada Erdoğan çok ilginç, çok çarpıcı bir yanıt veriyor:

“Bu durumda Abdullah Bey’in takdiri çok önemlidir. Abdullah Bey benim yol arkadaşımdır. Onu yalnız bırakan, harcayan lider asla olmam...”

Bu konuda daha fazla da konuşmak istemiyor Erdoğan.

Aslında bu kısa yanıt her şeyi açıklıyor. “Ben dava arkadaşlarımı, incitmem, satmam” diyor Erdoğan.

Erdoğan’ın sözleri farklı açılardan yorumlanabilir ama bize göre Erdoğan, inatlaşma, meydan okuma pozisyonuna geçmeyecek. Abdullah Gül’e “Geri adım yok. Senin adaylığında ısrar edeceğiz” demeyecek.

Aksine bu sözlerden Abdullah Gül’den kendiliğinden feragat beklediği sonucu çıkarılabilir.

Ama kendisinin de ifade ettiği gibi tercihi Gül’e bırakacak Erdoğan.

Ve bu noktada Gül’ün “Her ne pahasına olursa olsun benim adaylığım devam etmeli” gibi bir tutuma girmesi de zayıf ihtimal.

Tabii ki 22 Temmuz’da sandıktan nasıl bir sonuç çıkacağını şu an kimse bilmiyor. Ama Başbakan meydanlarda seçmenden “En az 367 istiyorum” dese ve bunu alabileceğine inanıyor olsa da böyle bir sonuç zayıf ihtimal. Bugün seçimden sonra tek parti hükümeti çıkarılıp çıkarılamayacağı bile kuşkuludur. O nedenle yeni dönemde partilerarası uzlaşma kaçınılmaz olacak. Ve edindiğimiz izlenim o ki Erdoğan bu kez uzlaşmaya daha açık olacak. Ama Abdullah Gül’ü üzmemek, kırmamak kaydıyla...

DİĞER YENİ YAZILAR