Son dalga Türkiye’yi neden şok etti?

Haberin Devamı

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile partisinin MYK toplantısı öncesinde konuştuk. Gelişmelerden büyük kaygı duyduğu belli olan Baykal, tepkisini, “Korkunç... İnanılır gibi değil, çok vahim” ifadeleriyle dile getirdi. MHP’li Mehmet Şandır’ın tepkisi de farklı değil. O da “Yargıya güveniyoruz. Yargı her şeyi aydınlatacaktır. Ama bu iş çığrından çıktı” diyor.

Ergenekon soruşturması çerçevesindeki seri operasyonların devam edeceği sürpriz değildi. 20 ay önce başlatılan bu operasyon “dalga dalga” sürüyor ve süreceği de ilgililer tarafından zaten ifade ediliyordu. Beklenmedik bir gelişme değildi operasyonların sürmesi. Ancak dünkü gözaltı dalgası yine de kamuoyunu şok etti.

Bütün ülkede olduğu gibi başkent kulislerinde de siyasetçiler, bürokratlar, yargı kesimi hatta emekli ve muvazzaf asker kesim de dahil herkes birbirine “Neler oluyor? Bu iş nereye gidiyor?” sorularını sordu.

Dünkü belki de en önemli sürpriz Onursal (emekli) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun evinin aranması oldu.

Gözaltıların sayısı 30’u aşmıştı. Fakat Kanadoğlu ile kamuoyunun yakından tanıdığı isimler çok önemli...

Sabih Kanadoğlu: Türkiye’nin en çalkantılı dönemlerinde, 28 Şubat sürecinin bir döneminde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı görevi yapmış, Cumhuriyet’in en tepedeki savcısı konumunda bulunmuş bir isim...

Emekli Orgeneral Tuncer Kılınç: Bir dönemin en önemli, en kritik devlet organının Milli Güvenlik Kurulu’nun Genel Sekreteri...

Profesör Kemal Gürüz: Eski YÖK Başkanı. Yani bir dönem yükseköğretime yön veren, üniversiteleri yöneten en etkili otorite.

Emekli Orgeneral Kemal Yavuz: Harp Akademileri’nin eski komutanı. Bir dönem adeta Türk Silahlı Kuvvetleri’nin dolaylı sözcüsü kimliğindeydi. Gazete ve televizyonlarda açıkladığı görüşler “Demek ki TSK’daki hakim görüş de bu yönde” diye değerlendiriliyordu.

Bu isimlere şu anda Ergenekon adlı terör örgütü zanlısı sıfatı eklendi...

Ve Profesör Yalçın Küçük. Görüşlerini beğenen de vardır beğenmeyen de. Ancak Türkiye’nin en üretken entelektüellerinden biri olduğuna kuşku yok. Marksist Yalçın Hoca da bu terör örgütünün zanlısı olarak şu anda gözaltında.

Yalçın Küçük’ün örneğin Veli Küçük ile veya dün gözaltına alınan Susurluk zanlısı İbrahim Şahin ile acaba ne gibi bir ortak yönü tespit edildi de aynı örgütün zanlısı oldu?

Bilemiyoruz.

Kolay kolay öğrenemeyeceğiz de. Çünkü, ortada 2500 sayfalık bir Ergenekon iddianamesi var ama henüz ekleri yok. 1 Temmuz’da gerçekleştirilen büyük operasyonda gözaltına alınan ve aralarında iki emekli orgeneralin de bulunduğu zanlılar 5 aydan beri hapishanede ama hala ortada ek iddianame yok. 20 ay önce gözaltına alınanların ise mahkeme sorguları devam ediyor.

Onursal (emekli) Yargıtay Başkanı Sami Selçuk da gelişmeleri şaşkınlıkla izlediğini söylüyor ve açıklanan Ergenekon iddianamesi ile ilgili olarak “Meslek hayatımda böyle iddianame görmedim” diye tepki veriyor.

Ergenekon konusunda başından itibaren kamuoyunda bazı tereddütler vardı. Bu operasyonları iktidarın muhalifleri susturma, yıldırma yöntemi olarak görenlerin sayısı az değildi. Fakat özellikle dünkü operasyonda gözaltına alınan isimler kamu vicdanını ciddi biçimde rahatsız etmiş, kafaları karıştırmış durumda.

Aklı başında, demokrasiden yana hiç kimsenin demokrasiye, insan haklarına kasteden darbe amaçlı yapılanmaların, örgütlerin çökertilmesinden rahatsızlık duyması elbette sözkonusu olamaz.

Bugün de normal olarak toplum çoğunluğunun Ergenekon adı verilen darbe ve terör örgütünün çökertilmesine dönük operasyonlara destek veriyor olması gerekmez mi?

Ne yazık ki bugün Türkiye’de durum öyle değil. Deyim yerindeyse bu operasyonlarda sapla saman birbirine karıştırılmış gibi.

O yüzden de özellikle dünkü operasyonlarla, “Ne oldu, ülkede rejim mi değişti ki bir dönem devletin en üst kademelerinde görev yapmış sivil ve asker emekli bürokratlar göz altına alınıyor?” sorusu gündeme geliyor. Olup bitenleri anlamak giderek güçleşiyor. O nedenle bu konuda gerçekten de birilerinin kamuoyunu inandırıcı biçimde aydınlatmasına ihtiyaç var.

DİĞER YENİ YAZILAR