Sınır ötesi operasyonu ne durdurur?

Haberin Devamı

Sınır ötesi operasyon tezkeresi bugün Meclis gündemine gelecek ve DTP’lilerin yanı sıra belki birkaç AKP milletvekilinin muhalefetine karşı büyük bir oy çokluğu ile kabul edilecek.
Böylelikle hükümetin, bugünden itibaren Kuzey Irak’a yönelik bir sınır ötesi operasyon için bir yıl süreli yetkisi olacak.
Fakat hükümet hâlâ “tezkereyi kullanmak zorunda kalmamak” umudunu koruyor.
Sorunun, Kuzey Irak’taki bölücü terör örgütünün Türkiye’nin tek başına bir askeri harekatına gerek kalmadan tasfiye edilmesiyle çözülmesini arzu ediyor.
Eğer bu olmazsa..? Teröristler Kuzey Irak’ta elini kolunu sallayarak dolaşmaya devam eder, yerel unsurların yardım, yataklık ve lojistik desteği altında eğitimlerini tamamlayıp, cephanelerini temin ettikten sonra sınırı geçip Türkiye’de kan dökmeye, can almaya devam edecek olurlarsa...
İşte o zaman hükümet, hiç arzulamamış olsa da Türk Silahlı Kuvvetleri’ne en uygun zamanda gerekli direktifi verecek ve “Sınırı geç, gerekeni yap” diyecek.
Ama hükümet bu noktaya gelmek istemiyor. Bugüne kadar istemedi, o nedenle yıllardan beri gelen tezkere baskılarına direndi.
Bugün hükümetin de umutlarının zayıfladığı, sabrının taştığı bir ortam var. Yine de hükümet hâlâ ABD’nin bir şeyler yapabileceğini umuyor. Irak hükümetinin ve Kuzey Irak’taki Kürt liderlerinin aklını başına alıp PKK’ya karşı etkili tedbirler alabileceğini umut etmek istiyor. O nedenle ısrarla “Bu yetkiyi alıyoruz ama bugünden yarına bir sınır ötesi operasyon yapma niyetinde değiliz” mesajı veriyor hükümet. Irak ve ABD nezdinde diplomatik temasları sürdürürken tezkereyi de bir baskı unsuru olarak kullanmak istiyor.
Ancak kamuoyunda sınır ötesi operasyon konusunda büyük bir baskı oluştuğu da gerçek. DTP dışındaki bütün muhalefet partileri adeta savaş tamtamı çalıyor. Bir an önce sınır ötesi harekat için bastırıyorlar.
Bugün hükümet tezkeresine olumlu oy verecek olan muhalefet, yarın hükümete dönüp “Daha ne bekliyorsun, yetkiyi verdik. Niye bir an önce harekatı başlatmıyorsun?” diye baskı yapacak.
Dün Meclis’teki CHP ve MHP grup toplantılarında dile getirilen ifadeler bunun habercisiydi aslında. Deniz Baykal da Devlet Bahçeli de hiç zaman geçirmeden Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kuzey Irak’a geçip PKK avına başlamaları gerektiğini söylüyorlar. Bahçeli daha da ileri gidiyor, direktifin sadece PKK teröristleri ile sınırlı tutulmamasını, onlara destek veren Kürt peşmergelerin de hedef kapsamına alınmasını öneriyor.
Hükümet ise değil hedefi genişletmek, başka bir çözüm bulunursa tezkereyi hiç uygulamamak istiyor. Yani sınırın ötesini son çare görüyor. Başbakan Erdoğan, “Tezkerenin kullanılmasına gerek kalmamasını temenni ediyorum” diyor.
“Kınından çıkarılmış silah” diye tabir edilen tezkereyi kullanmamak mümkün mü?
Elbette mümkün. Eğer ABD ve Irak bugüne kadar izledikleri yolu terk ederler, PKK’yı himaye etmekten vazgeçerler ve kısa zaman içinde PKK elebaşılarından bir kaçını yakalayıp Türkiye’ye teslim ederlerse, Kuzey Irak’taki örgüt varlığını tasfiye etme konusunda ciddi ve inanılır adımlar atmaya başlarlar, sınırdan sızmalar konusunda Türkiye ile sağlıklı ve güvenilir bir işbirliği yaparlarsa mümkün.
Ama bunlar olmaz ise hükümetin bu tezkerenin gereğini yapmaktan başka şansı kalmayacak gibi gözüküyor. Zaten karşı taraf hiçbir şey yapmaz ve hükümet de tezkereyi uyutmaya alırsa o zaman bu durum sadece hükümeti zor durumda bırakmakla kalmayacak, Türkiye’nin de bölgesinde ve dünyada ciddiye alınırlığına çok ağır bir darbe indirecektir.

DİĞER YENİ YAZILAR