Şimdi ne olacak?

Haberin Devamı

Türkiye yaklaşık iki haftadan beri irtica belgesi ve darbe tartışmalarıyla meşgul.

Belgeyi Taraf Gazetesi gün ışığına çıkardığında hemen herkesin aklına üç ihtimal gelmişti:

1. Bu girişim emir komuta zinciri içinde bir darbe hazırlığı olabilir,

2. Emir komuta dışında ordu içindeki bir cuntanın darbe girişimi olabilir,

3. Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yıpratmak, itibarsızlaştırmak amacıyla üretilmiş düzmece bir belge olabilir.

Birbirinden vahim üç ayrı ihtimal...

Genelkurmay Başkanlığı geçen hafta pazartesi günü yaptığı ilk açıklama ile (bazı çevreleri pek ikna edememiş olsa da) birinci ihtimali ortadan kaldırdı.

Genelkurmay Askeri Savcılığı, soruşturma ile ilgili çalışmasını dün tamamladı ve söz konusu belgenin altında imzası gözüken Albay Dursun Çiçek’le ilgili “soruşturmaya gerek olmadığı” kararını verdi.

Yani böylelikle ikinci ihtimal de ortadan kalkmış oluyor. Tabii ki buna da itiraz edilecek. Emir komuta altındaki askeri savcılığın bağımsız yargı işlevi göremeyeceği iddia edilecek. Ergenekon savcılarının ne yönde bir sonuç çıkaracaklarının beklenmesi istenecek.

Bu arada, Genelkurmay Askeri Savcılığı’nın dün yaptığı açıklamanın özellikle sonuç bölümü son derece ilginç. Diyor ki savcılık; “Genelkurmay Başkanlığı ile ilgisinin bulunmadığı tespit edilen söz konusu belgenin; kim veya kimler tarafından üretildiği, üretenlerin amaçları, bu suretle Türk Silahlı Kuvvetleri’nin hedef alınıp alınmadığı, belgenin Taraf gazetesi muhabirine ulaştırılması ve aynı gazetede yayımlanması eylemlerinin adli yargının görev alanına giren muhtelif suçları oluşturabileceği anlaşıldığından, bu hususlarla ilgili olarak Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı’nın ‘görevsizliğine’, soruşturma dosyasının bir suretinin görevli ve yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na ‘gönderilmesine’ karar verilmiştir...”

“Top sizde” diyor sivil savcılığa askeri savcı. Yani, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un da ilk günden itibaren ifade ettiği gibi bu belgenin kimler tarafından hazırlandığının bulunmasını istiyor. Sadece o da değil belgenin Taraf Gazetesi’ne ulaştırılıp yayınlanmasının sağlanması konusunda da soruşturma talep ediyor.

Ama acaba sivil savcılık makamının askeri savcılığa güveni tam mı? Belgenin düzmece olduğunu inandırıcı bulacak mı?

Bulsa da kim veya kimlerin ne amaçla hazırladığı aydınlatılabilecek mi? Yoksa önce tartışmanın harareti düşürülecek, sonra da meselenin üstü örtülüp unutturulacak mı?

Bu meselenin üstünün örtülebilmesi zor gözüküyor. Çünkü Genelkurmay Başkanı’nın bir taahhüdü var. “Ne yapacağımızı Türkiye görecek” demişti Genelkurmay Başkanı. Olacakları beklemek gerekiyor.

Ayrıca muhalefet de bu işin peşini bırakmayacak. Dün konuştuğumuz CHP Genel Başkanı Deniz Baykal şunları söylüyor:

“Bu olayın üstü örtülemez. Bunun üstünün örtülmesi demek, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kendisine yönelik her türlü suçlamayı, saldırıyı geniş bir demokratik hoşgörü ile kabullenip, olup biteni unutması demektir. Ama öyle olmayacağını Genelkurmay Başkanı söyledi...

Bu olayın bir an önce aydınlatılması lazımdır. Çünkü bu belirsizlik ve tartışmaların uzaması toplumumuzu da bölüyor. Farklı kanaatler yerleşmeye başlıyor.”

Ergenekon savcılarına ve istihbarat birimlerine büyük iş düşüyor.

DİĞER YENİ YAZILAR