Seçmen AKP’ye türban için mi oy verdi?

Haberin Devamı

Seçimde oy verenlerin de vermeyenlerin de AKP’den beklentisi hayli yüksekti. Bu partinin artık “Milli Görüş” etkisinden tümüyle sıyrılacağı, 80’li yıllardaki Turgut Özal’ın ANAP’ı gibi merkez partisi konumuna geleceği umuluyordu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimden önce verdiği uzlaşı mesajları, seçim sonuçlarının belli olduğu gece yaptığı ilk konuşma umutları çok artırmıştı. Bazı kurumlarda ve toplum kesimlerinde var olan korkuların boşa çıkarılacağı, kutuplaşma ve çatışma eğilimlerinin törpüleneceği bekleniyordu.

Meclis Başkanlığı seçiminde liberal eğilimli Köksal Toptan’ın aday gösterilmesi ve sergilenen uzlaşma, bu yöndeki beklentiyi daha da pekiştirdi.

Fakat Başbakan Erdoğan’ın seçim öncesinde söylediklerinin aksine muhalefetle hiçbir uzlaşma arayışına gerek duyulmaksızın Abdullah Gül’ün aday gösterilip, AKP oylarıyla Cumhurbaşkanı seçilmesi, olumlu beklentilere ilk darbeyi vurdu.

AKP, seçmenden aldığı yüzde 47’lik destek ve 341 milletvekiliyle uzlaşmaya gerek duymadı. Toplumun bir bölümünün, muhalefetin, başta Türk Silahlı Kuvvetleri olmak üzere devlet kurumlarının itirazlarını hiç kaale almadı ve Abdullah Gül’ü Çankaya Köşkü’ne çıkardı.

Muhtemelen, “Yüzde 47’lik oy her şeye kadirdir, itiraz edenler de bir süre sonra alışır” diye düşündü AKP kurmayları.

Ama Türkiye her bakımdan sıkıntılı bir sürece sokuldu.

AKP’liler, “normalleşme başladı” diye düşünüyor ama ortamın pek de normale döndüğü yok. Başkentteki resmi davetlerde Cumhurbaşkanı’nı karşılanma ve uğurlama törenlerinde yaşananlar “alışma” ve “normalleşme” sürecinin son derece kritik ve sancılı geçeceğini gösteriyor.

Bu gerilim devam ederken mayınlı alanda ikinci adımını da attı AKP. Yeni anayasa tartışmaları birden bire türban tartışmalarına kilitlendi. Başbakan Erdoğan’ın Financial Times’a verdiği demeçteki, “Siyasetin bir numaralı görevi türban sorununu çözmektir” sözleri, tartışmayı iyice alevlendirdi.

Şu anda gelişmeler, Erdoğan’ın seçim öncesinde ve seçim gecesi söylediklerinin taban tabana tersi istikamete dönmüş durumda.

Hemen herkesin yıllardan beri değişmesini istediği yürürlükteki darbe anayasasının yerine daha özgürlükçü, daha demokrat bir anayasa projesine elbette kimsenin itirazı yok.

Ancak bu noktada AKP iki büyük yanlış yaptı. Birincisi, bu projeyi parti olarak kendi tekelinde yürütmeye çalıştı. Oysa konuyu Meclis gündemine getirse, muhalefeti bu taslak çalışmalarına ortak edebilseydi, taslak çalışmalarını bütün partilerin temsil edildiği bir uzlaşma veya uyum komisyonu eliyle yürütmeyi deneseydi, kurumları, üniversiteleri, sivil toplum örgütlerini işin içine katsaydı, en azından bugünkü “parti anayasası hazırlıyorlar” eleştirisine maruz kalmazdı AKP.

İkinci yanlış ise üniversitelerdeki türban yasağını anayasa değişikliği ile kaldırma girişimi oldu.

Acaba bugün gerçekten Türkiye’nin çok acil ve öncelikli konusu yeni anayasa ve üniversitelerdeki türban yasağının kaldırılması mı?

AKP’ye oy veren seçmenlerin öncelikli beklentisi bu muydu?

Seçim sonuçlarını yüzde yüze yakın bir isabetle tahmin eden Tarhan Erdem’in Konda şirketinin yaptığı araştırmaya göre değildi.

Erdem’in araştırmasına göre 22 Temmuz’da seçmen tercihlerini etkileyen en önemli faktör, “ekonomik durum ve beklentiler” idi. Seçmenin yüzde 78,3’ü bu beklentiyle oy vermişti, türban için değil...

DİĞER YENİ YAZILAR