Referanduma doğru...

Haberin Devamı

Türkiye, tıpkı 2007’deki cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde olduğu gibi yine yüksek gerilimli bir döneme giriyor.

Bu kez gerilimin adı anayasa değişikliği...

AKP’nin 22 maddelik anayasa değişikliği paketi dün resmen açıklandı.

Pakette sürpriz yok. Tarafların, yani muhalefetin tutumunda da sürpriz bir gelişme olmadı.

Dün iktidar partisi temsilcileri, muhalefet partilerini ziyaret ederek hem değişiklik önerilerini resmen sundular hem de işbirliği ve destek talebinde bulundular.

Aslında dünkü özellikle CHP ve MHP ziyaretlerinden sonuç çıkmayacağını herkes gibi iktidar temsilcileri de biliyordu. O yüzden bu temaslar biraz da usul yerini bulsun ziyareti gibiydi.

CHP’nin de MHP’nin de anayasa değişikliğine destek vermeyecekleri bir kez daha teyit edilmiş oldu. Her iki parti de kapılarının uzlaşmaya kapalı olduğunu bir kez daha ilan etti.

Anayasa değişikliği konusunda uzlaşma kapısını aralık bırakan tek parti BDP oldu. Ki bu da AKP’nin projesini hayata geçirebilmek bakımından hayati önem taşıyor.

Çünkü AKP’nin Meclis’teki üye sayısı 337. Meclis Başkanı oy kullanamayacağı için oylamaya katılacak milletvekili sayısı 336.

Bu sayı Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da söylediği gibi tam anlamıyla bir “bıçak sırtı” durumu. Çünkü parti içinde açılım süreci ve daha sonra yaşanan siyasi ve toplumsal gerilimi yükseltici yöndeki bazı gelişmelerden rahatsızlık duyan bir grup milletvekili var. Sayıları tam olarak bilinmiyor ancak bu milletvekillerinin bir bölümü uzlaşmaya dayalı olmayan, yeni gerilim ve çatışmalara neden olabilecek bu tür bir anayasa değişikliği girişimine de karşı çıkıyor.

Ve bu gruptan 7 milletvekilinin oylamaya katılmaması veya ret oyu kullanması durumunda anayasa paketi referanduma bile gidemeden Meclis’te düşmüş olacak. Ki bu iktidar açısından referandumu kaybetmekten bile daha ağır bir sonuç.

O nedenle iktidar açısından BDP’nin kapıyı aralık bırakmasının önemi büyük.

BDP desteği paketin en azından referanduma götürülebilmesini garanti altına alabilecek.

Ancak BDP’nin desteği de koşulsuz değil. BDP, seçim yasasındaki yüzde 10’luk barajın yüzde 5’e indirilmesini ön koşul olarak masaya getireceğini öteden beri tekrarlıyor.

Acaba Erdoğan bu talebe evet diyecek mi?

Belli değil.

Aslında seçim barajının yüzde 5’e çekilmesi paketin sadece referandum için yeterli olan 330’un üstünde bir oyla Meclis’ten geçmesini sağlamayacak, referandumda evet oylarının yüzde 50’yi geçmesine de önemli katkı yapabilecek bir düzenleme.

Baraj korkusu yaşayan örneğin Saadet Partisi (SP), Demokrat Parti (DP) ve hatta Mustafa Sarıgül’ün henüz partileşmemiş olan Türkiye Değişim Hareketi seçmenlerinin desteğini alacağı da kuvvetli ihtimal.

Bu bakımdan BDP ile uzlaşma, iktidar partisinin pek açıdan lehine. Fakat, seçim barajını indirmek konusunda Başbakan Erdoğan’ın ciddi tereddütleri var.

Bir başka tereddüt de sadece BDP ile uzlaşarak anayasayı değiştirmeye tabandan gelebilecek reaksiyon...

DİĞER YENİ YAZILAR