Rakamlar ne diyor, hükümet ne yapıyor?

Haberin Devamı

Küresel kriz Türkiye’yi yakıyor, kavuruyor. Sanayinin motoru tekliyor, işsizlik çığ gibi büyüyor. Türkiye’yi yöneten hükümetin ise şu aralar çok daha önemli bir derdi var: 29 Mart’ta oy oranını yüzde 50 çıtasının üstüne çıkarmak.

O nedenle de ne Başbakan’ın ne de ilgili bakanların ekonomide olup bitenlerle ilgilenecek vakti var.

Sanayi üretimi dibe vurmuş, döviz piyasası allak bullak olmuş. Geçen hafta 1,70 duvarını aşan dolar kuru bu haftanın ilk gününde 1,80’in üstüne fırlamış. Bunun anlamı şu: 81,5 milyar dolar pozisyon açığı olan reel sektörün 5 aylık kur farkı zararı 45 milyar TL.

Ekonomiden, Hazine’den Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek seçim bölgesi Gaziantep’ten Hürriyet yazarı Fatih Çekirge aracılığıyla ses veriyor:

“IMF sihirli değnek değildir” diyerek veciz bir ifadeyle söze başlayan Şimşek, IMF ile anlaşma yapan ülkelerin de zor durumda olduğunu, ABD’nin 5 trilyon dolar harcamasına karşın sonuç alamadığını anlatıyor ve demeye getiriyor ki;

“Yapacak bir şey yok bekleyeceğiz...”

Bu arada kriz Türk ekonomisini nasıl bir noktaya sürüklüyor?

TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) tarafından açıklanan en taze veri dünkü sanayi üretim endeksi. Ocak ayında Türkiye’nin toplam sanayi üretimi yüzde 21,3 oranında azalmış. İmalat sanayiinde durum daha da vahim; üretim düşüşü yüzde 24,2.

Türk sanayii hiçbir kriz döneminde bu denli ağır bir darbe yemedi. İşsizlik hiçbir dönemde bu ölçüde hızlı artış göstermedi.

2001 krizinde yaşananlar hâlâ hafızalarda. O dönemde de çok ağır bir çöküş yaşamıştı Türkiye. Ama krizin başlangıcında, 2001’in ilk üç aylık döneminde imalat sanayi üretimindeki düşüş yüzde 1’di. Bu oran ikinci çeyrekte yüzde 12,4; üçüncü çeyrekte 10,7; son çeyrekte 12,8 olmuş yıllık ortalama üretim düşüşü de yüzde 9,5 düzeyinde gerçekleşmişti.

Şimdi ise durum 2001’den çok daha vahim. Çünkü 2001 krizinde en azından daralan iç talebi ihracat artışı ile telafi edebilmek mümkündü ve firmalar bu yola gidebilmişlerdi. Şimdi o imkan da yok. İmalat sanayii ihracatında da son üç aylık dönemde toplam yüzde 21,8’lik bir daralma var.

Geçen yılın Ağustos ayında başlayan imalat sanayiindeki üretim düşüşü, hızlanarak devam ediyor. Aralık ayından itibaren ise düşüş hız kazanıyor. 2008’in Kasım, Aralık ve 2009’un Ocak ayını içeren son üç aylık toplam üretim düşüşü yüzde 19,5.

Ve bu olumsuz trendin tersine dönme ihtimali de en azından şimdilik ufukta gözükmüyor. Örneğin TÜİK, Ocak ayı üretim verilerinin ardından bugün de Şubat ayına ilişkin sanayide kapasite kullanım endekslerini açıklayacak. Ne çıkacak dersiniz? Hiç kuşkunuz olmasın yine en az yüzde 20’ler seviyesinde bir gerileme.

Türk sanayii 1979-80’lerden beri yaşamadığı ölçüde zor günler yaşıyor.

Hükümet, ekonomiden sorumlu bakanlar “ne yapalım bu dünyanın krizi, bizi de teğet geçmiyor ama yapacak bir şey yok” havasında. Ama acaba öyle mi?

Örneğin, Mehmet Şimşek’in çok iyi bildiği ABD’de, İngiltere’de sanayi üretimindeki düşüş yüzde 20’leri aştı mı?

Acaba hükümet kriz rüzgârının Türkiye’yi etkilemeye başladığı 2008 sonbaharında hiç vakit kaybetmeden kapsamlı önlemleri, iç talebi canlandırıcı yönde bazı düzenlemeleri alıp yürürlüğe koyabilseydi, IMF ile anlaşmayı yapabilseydi durum yine bu denli kötü mü olurdu?

Hayır olmazdı...

Ama şimdi kötüleşmenin önümüzdeki aylarda daha da ağırlaşacağı ihtimali çok yüksek.

DİĞER YENİ YAZILAR