PKK’yı bitirme stratejisinin üç temel unsuru...

Haberin Devamı

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin geçen hafta içinde gerçekleştirdiği iki büyük sınır ötesi hava harekâtıyla beli önemli ölçüde kırılan terör örgütü PKK’ya ait hedefleri vurmaya devam edeceği anlaşılıyor.
Sınır ötesi harekât konusunda aylardan beri yürütülen diplomasinin sonuçları da açık biçimde görülüyor. İlk defa bu konuda AB ülkelerinden Türkiye’ye yönelik olumsuz bir tepki gelmediği gibi zımni destek havası devam ediyor. Asıl önemli olan, Irak’ı işgalci güç olarak kontrolü altında tutan ABD’nin tam desteği dün Başkan Bush ile Başbakan Erdoğan arasında yapılan telefon görüşmesiyle bir kez daha teyit ediliyor.
Harekâta karşı Irak’ın Kürt Cumhurbaşkanı Talabani dahi “Türkiye bu harekâtı bizimle işbirliği halinde yapmadı. Olmasa daha iyi ama Türkiye’nin de kendini koruma hakkı var” gibisinden yuvarlak açıklamalarla geçiştiriyor.
Tepki, “Büyük Kürdistan” rüyaları gören, Mesut Barzani’den geliyor. Barzani “Köyler bombalanıyor, vatandaşlarımız öldürülüyor” diye feryat ediyor ama ortada bombalanan ne bir sivil hedef var ne de öldürülen Irak vatandaşı. Tek akla gelen, öldürülen PKK’lı teröristleri kendi vatandaşı görüyor olabilir Barzani. Ya da ikinci ihtimal, PKK’nın tehditlerinden, kendisine yönelik olarak başlatabileceği olası saldırılardan çekindiği için tiyatro yapıyor.
Hangi saikle yapıyor olursa olsun ABD’nin verdiği tam destekten sonra Barzani’nin bağırıp çağırmasının Türkiye bakımından pek de önemi yok.
Türkiye, terör mücadelesinde gelinen bu noktadan sonra kim ne tepki verirse versin artık devletin zirvesinde çizilen strateji doğrultusunda bu harekâtı kesintisiz sürdürecek. Ta ki terör örgütü Irak’ın kuzeyinden tasfiye edilinceye kadar.
Ancak uygulamaya konulan terörü bitirme stratejisinde askeri harekâtlar işin sadece bir yönü. Askeri operasyonlara paralel olarak stratejinin ikinci ve üçüncü ayakları da önümüzdeki günlerde devreye sokulacak.
İkinci unsur son dönemde kamuoyunda tartışılmakta olan “dağdakileri indirme” formülü. Bunun için Türk Ceza Kanunu’nun 221. maddesinde düzenlenen “etkin pişmanlık” hükmü yeniden gözden geçirilecek. Öngörülen bu düzenlemeyle henüz suça karışmamış olan örgüt elemanları kendi iradeleriyle teslim olurlarsa ceza almayacak. Şu veya bu oranda suça iştirak edenlerin de cezalarında önemli oranlarda indirimler öngörülüyor. Hatta bir öneriye göre örgütün lider ve yönetim kadrosu dışında kalan tüm elemanlarının teslim olmaları durumunda affedilmesi de gündemde.
İktidarla muhalefet arasında son haftaların en hararetli tartışma konularından birini oluşturan bu formül önemli. PKK’nın dağ kadrosunun dağılma sürecini hızlandırabilecek bir hamle olarak görülüyor.
Ancak bundan daha önemli olan üçüncü unsur.
Yani, dağdakileri indirirken dağa eleman hazırlayan bataklıkların kurutulması. Dağ kadrosuna katılımların önünün kesilmesi. Bunun için de sosyo ekonomik önlemler paketi hazırlanacak. Bu paket kapsamında öngörülen düzenlemeler şöyle özetleniyor:
“Doğu ve Güneydoğu’da yolu, suyu ve kanalizasyonu olmayan köy bırakılmaması, öğretmensiz okul, hekimsiz, tıbbi araç ve gereçsiz hastane ve sağlık ocağı bırakılmaması, aynı zamanda istihdama da katkısı olacak altyapı yatırımlarının hızlandırılması...”
Bu çerçevede yöre halkının aidiyet duygularının güçlendirilerek PKK’nın legal kollarının yalıtılması amaçlanıyor.

DİĞER YENİ YAZILAR