PKK ile yeniden görüşme olur mu?

Haberin Devamı

PKK’nın terörü, yaygınlaştırıp tırmandırmasıyla başlayan yeni süreçte askeri açıdan terör örgütüne içerde ve dışarda darbe vurma planlarının yapıldığı bir ortamda gündeme düşen Oslo kasedi Ankara’yı bir hayli karıştırdı.

Bir yandan bu gelişmenin doğurduğu siyasi polemik, diğer yandan istihbarat ve güvenlik zaafiyetleri yeniden masaya yatırıldı.

Bu arada bir süredir zaten kesilmiş olan terör örgütü ve İmralı’daki lideri ile görüşme trafiği, barışçıl çözüm arayışları da en azından şimdilik gündem dışı.

Peki bu noktadan sonra ne olacak?

Hükümet “açılım sürecini” unutacak, doğrudan veya dolaylı temas kanallarını kapatacak ve tümüyle güvenlik ve askeri tedbirleri mi esas alacak?

Bundan sonra artık terör örgütünün bütün mensupları “etkisiz” hale getirilinceye kadar PKK ile temas olmayacak mı?

Kürt sorununun çözümü gündemin alt sıralarına indirilip, “önce terör bitsin, sonra bu mesele” mi denecek?

Yoksa kamuoyunun Oslo kasedine verdiği yumuşak tepki dikkate alınarak barışçıl çözüm yollarının yeniden denenmesi mi gündeme gelecek?

Gündemdeki bu soruları hükümette ve AKP yönetiminde etkili bazı isimlerle konuştuk.

AKP, kamuoyuna karşı açıkça ifade etmiyor olsa da CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaklaşımından memnun.

Görüşme kayıtlarının internete sızdırılmasından ise PKK sorumlu tutuluyor.

PKK ve Öcalan’la görüşme yapılmış olmasından pişmanlık duyulmuyor. Ancak devletin, “ülkede barış güvenlik ve kardeşliğin sağlanması, daha fazla kan ve gözyaşı dökülmesinin önlenebilmesi için örgüt yöneticileri ile temas kurmasının” terör örgütü tarafından çok yanlış değerlendirildiği düşünülüyor.

Bu konuda şunları söyledi bir AKP yöneticisi:

“Kanı durdurabilmek için bütün opsiyonlar tanındı. Bu görüşmelerden bir sonuç çıkar, barış ve kardeşlik ortamı tesis edilebilir mi diye KCK operasyonları bile geciktirildi. Bütün bunlar anaların gözyaşı dinsin diye, barış ve huzur ortamı sağlanabilsin diye yapıldı.

Ama maalesef terör örgütü bu durumu tersten okudu, ‘Biz vurdukça taviz koparabiliyoruz, istediğimizi vermeye mecburlar’ gibi çok yanlış bir algıya vardılar...”

“Silahla, terörle bir yere varamayacaklarını anlayamadılar” diyor bir başka yetkili isim ve ekliyor:

“Artık terör örgütüne anladığı dilden çok iyi bir ders verilecek. Önümüzdeki dönemde çok önemli gelişmeler olabilir...”

Kastedilen gelişme teröre karşı uygulanacak askeri önlemlerin şiddetlenmesi.

Bu çerçevede gerek ülke sınırları içerisindeki terör yuvalarının temizlenmesi, gerekse de Kuzey Irak’taki örgüt kamplarının hava harekatlarına ek olarak etkili bir kara harekatıyla temizlenmesi de gündemde.

Bu arada açılım süreci ne olacak? Kürt sorununun çözümü nasıl gerçekleşecek?

“Açılım süreci durmuş değil, bu süreç dinamik bir şekilde devam edecek” diyor konuştuğumuz AKP’liler. “Ama PKK’nın ağır bir biçimde cezalandırılması” bugünün öncelikli konusu.

Askeri ve güvenlik tedbirleri ile bu cezalandırma işlemi yürütülürken diğer yandan da Meclis’in 1 Ekim’de başlayacak yeni yasama dönemiyle birlikte demokratik açılım hızlandırılacak.

“Kürt meselesinin çözümü veya açılım bugünden yarına gerçekleştirilebilecek bir iş değil, tedrici bir süreç” diyor AKP’li yetkili ve devam ediyor:

“Bunun için akan kanın durması önemli. İkincisi atılacak adımlar konusunda şu hassas dengenin gözetilmesi çok önemlidir:

‘Türkleri ikna etmek - Kürtleri tatmin etmek’. Bu dengeyi gözetmeden hiçbir yere varılamaz.”

Peki bu noktadan sonra barışçıl çözüm için PKK ile tekrar görüşme yapılır mı?

“Bugünkü ortamda olmaz” deniyor.

Düne kadar böyle bir görüşme için belki devletin güven arttırıcı bir takım adımlar atması gerekiyordu. Ama şimdi PKK’nın iyi bir ders alması gerekiyor. Silah bırakmaktan başka alternatifinin kalmadığını görmesi gerekiyor...”

Evet yeni bir görüşme süreci için kapı tümüyle kapalı değil ama öncelik, örgütü pes ettirecek şiddette bir askeri cezalandırmada...

DİĞER YENİ YAZILAR