Nasıl bir terör örgütü?

Haberin Devamı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin’in merakla beklenen iddianame ile ilgili açıklamaları Ergenekon soruşturması ile ilgili sis perdesini tümüyle kaldırmadı. Kafalardaki soru işaretleri tümüyle yanıt bulmadığı gibi yenileri de eklendi.

Açıklamalardan ortaya çıkan önemli noktalar var. Örneğin örgütün adının Ergenekon olmadığı, bunun bilinen anlamda klasik bir terör örgütü olmadığı gibi...

Yine önemli bir nokta da şu: Soruşturmanın eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek’e ait olduğu öne sürülen “darbe günlükleri” esas alınarak yürütüldüğü sanılıyordu. Ama öyle olmadığı açıklandı.

Türkiye’yi istikrarsızlaştırma, darbe yapma teşebbüsünde olan tehlikeli bir terör örgütünün varolduğu ifade ediliyor. Bu örgüt ve dolayısıyla soruşturma kapsamındaki zanlılara atılan suçlamanın özeti şu:

“Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmak veya görev yapmasını engellemeye teşebbüs, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ne karşı halkı isyana tahrik...”

Terör örgütü olduğuna göre “cebir ve şiddet” unsuru olması, bir takım silahlı eylemlerde bulunması gerekiyor bu örgütün.

Yine dünkü açıklamadan anlaşıldığı kadarıyla iki önemli terör eylemi var örgütün:

1. Cumhuriyet Gazetesi’ne yönelik bombalama eylemleri.

2. Yine iddianamede örgütün gerçekleştirdiği en önemli silahlı eylem olarak belirtilen 2006 yılındaki Danıştay saldırısı...

Bu saldırı ile ilgili dava Ankara’da görülmüş, sanıklar hüküm giymişti. Konu Yargıtay’da olduğu için dava süreci henüz sonuçlanmamış sayılıyor ama Ankara’daki Ağır Ceza Mahkemesi’nin bulamadığı Ergenekon bağlantısını İstanbul’daki cumhuriyet savcılarının tesbit etmiş olmaları önemli.

Aslında Danıştay saldırısı, olayın meydana geldiği ilk günden beri tartışma konusuydu. O günden itibaren bu saldırı Türkiye’yi ikiye bölmüştü. Muhalefetin, askerin, yargının ve toplumun bir bölümünün irticai, gerici bir saldırı diye değerlendirdiği bu eylem hükümet kanadınca hep reddedilmiş “Hayır, ulusalcıların provokasyonu” diye nitelenmişti.

Bu olayın hemen ardından Başbakan Erdoğan’ın, şimdiki Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in ve dönemin Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral Hilmi Özkök’ün açıklamaları son derece önemlidir.

İddianamedeki en önemli suçlama şu:

“Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ne karşı halkı isyana tahrik...”

Acaba bu çerçevede somut örnekler sıralanırken 2007 Nisan’ındaki “ Cumhuriyet Mitingleri” bu kapsamda değerlendiriliyor mu?

Örneğin dönemin Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral Hilmi Özkök, Danıştay saldırısından sonra cenaze sırasında gerçekleştirilen geniş kapsamlı gösteri ve hükümete yönelik protestolarla ilgili olarak 19 Mayıs 2006 günü gazetecilerin sorusu üzerine şu açıklamayı yapmıştı:

“Danıştay’a yapılan saldırı tamamen gerici, terörist, silahlı bir eylemdir... Gösterilen reaksiyon, halkın duyarlılığı, hakikaten takdir edici. Ancak bu bir tek güne, bir tek olaya bir reaksiyon olarak kalmamalı, daimilik kazanmalı, devamlı olarak herkes tarafından takip edilmeli...”

Acaba o gün Özkök’ün övdüğü o eylemler de iddianamede “halkı hükümete karşı isyana tahrik” örneği olarak gösteriliyor mu..?

İddianameyi görmeden yanıtlanması mümkün olmayan çok soru var...

DİĞER YENİ YAZILAR