Muhalefet Erdoğan’ı inatlaşmaya mı zorluyor?

Bugün yürütülen siyasi kavga, sadece cumhurbaşkanlığı seçiminden, Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olup olmamasından ibaret değil

Haberin Devamı

Bugün yürütülen siyasi kavga, sadece cumhurbaşkanlığı seçiminden, Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olup olmamasından ibaret değil.

Belki Tayyip Erdoğan ve AKP açısından planlar sadece Nisan 2007’deki cumhurbaşkanlığı seçimine göre dizayn ediliyor olabilir. Ama muhalefet açısından pek de öyle sayılmaz. Muhalefet aynı zamanda bir sonraki genel seçimi de düşünerek strateji geliştirmeye çalışıyor. O yüzden sine-i millet çağrılarına mesafeli duruyor CHP.

Genel Başkan Deniz Baykal’ın bir süreden beri söylediklerine bakılırsa CHP’nin öncelikli talebi, erken genel seçimle parlamento yenilensin sonra cumhurbaşkanı seçilsin yönünde. Ama bu formül, zaman ilerledikçe zora giriyor, hatta olamayacağı artık aşağı yukarı belli.

Bu durumda da yine Deniz Baykal’ın bugüne kadar söylediklerine bakılarak şu sonuç çıkarılabilir:

O zaman Tayyip Erdoğan aday olmasın, başka bir isim üzerinde uzlaşma arayışına gidilsin. Yani cumhurbaşkanı adayı, iktidar ve anamuhalefetin uzlaşmasıyla, ortak mutabakatıyla belirlensin...

Bu öneri acaba gerçek niyeti mi yansıtıyor yoksa Tayyip Erdoğan inatlaşmaya mı zorlanıyor?

Başkent kulislerinde yapılan değerlendirmelere göre ikinci şık ağır basıyor. Çünkü mevcut koşullar değişmediği sürece, bu parlamentonun seçeceği cumhurbaşkanı ya bizzat Tayyip Erdoğan olacak ya da Erdoğan’ın tayin edeceği isim. Durum böyle olunca belki de Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olması CHP’nin siyaseten daha çok işine geliyor olabilir.

Birkaç açıdan CHP’nin işine gelebilir bu. Birincisi, Erdoğan’ın Köşk’e çıkmasıyla birlikte şu veya bu ölçüde yaşanabilecek sarsıntı AKP’yi bir ölçüde zaafa düşürebilir. İkincisi, AKP’nin yeni genel başkanı (ki, muhtemelen Abdullah Gül) kitleleri etkilemede Erdoğan’ın gösterdiği başarıyı tekrarlayamayabilir. Üçüncü ve en önemlisi de cumhurbaşkanlığı seçiminin yaratacağı siyasal ve toplumsal gerilimin yol açacağı kutuplaşmanın ve laiklik hassasiyetlerinin kitlelerde CHP’ye yönelimi arttırabileceği beklentisi.

Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra yapılacak genel seçimlerde AKP’nin birinci parti çıksa bile tek başına iktidar imkanını kaybedeceğine kesin gözüyle bakılıyor. Bu durumda üç yada dört partili bir parlamento oluşumunda CHP’ye koalisyonun büyük ortağı olma şansı doğacağı gibi, Baykal’a da başbakanlık yolu açılabilir.

Öyle bir tablo AKP için de Tayyip Erdoğan için de çok zor bir dönem demek. Partisinin Meclis çoğunluğunu kaybetmesi halinde Erdoğan’ın Çankaya’daki günleri hiç de kolay olmayacak. 1991 sonrasında Demirel-İnönü ikilisinin Turgut Özal’a yaptıklarının kat kat fazlasını yapacak Baykal-Bahçeli ikilisi...

Bu niyetlerini gizlemiyorlar da.

Her iki lider de Erdoğan’ı “Yüce Divan’da yargılanırsın” diye uyarırken, aynı zamanda inatlaşmaya zorluyorlar.

DİĞER YENİ YAZILAR