Meydan yorumlara kaldı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki heyet, Avrupa Birliği'nden müzakere takvimi alabilmek için Brüksel'de dün de yoğun bir diplomatik trafik yürüttü

Haberin Devamı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki heyet, Avrupa Birliği'nden müzakere takvimi alabilmek için Brüksel'de dün de yoğun bir diplomatik trafik yürüttü.

Pazarlıkların rahat geçmeyeceği biliniyordu ancak beklenenden de çetin koşullar çıktı Erdoğan'ın karşısına. Ve yine beklenenin aksine, akşam saatlerine kadar işin rengi netleşmedi.

Ne kalıcı kısıtlamalar, ne ucu açık müzakere ne de Kıbrıs konularında mutabakat sağlanabildi.

* Dünkü görüşme trafiğine damgasını vuran konu Kıbrıs oldu. Türkiye Kıbrıs Rum kesimini Ada'nın meşru yönetimi olarak tanıyacak mı tanımayacak mı?

Çünkü bildiri taslağının 19. maddesinde "Türkiye'nin Ankara Anlaşmasına ek protokolü imzalama taahhüdü memnuniyetle kabul edilmektedir..." ifadesi yer alıyor.

Bu durum Erdoğan açısından ciddi sıkıntı, ciddi bir kırmızı çizgi ihlali. Onun için Ankara ile Brüksel arasında yoğun bir kriptolu telefon trafiği yaşandı. Cumhurbaşkanı ile, Genelkurmay ile çok kritik görüşmeler yapıldı. Çünkü bu konu, tarım ve işgücünün serbest dolaşımına kalıcı kısıtlamalar getirilmesi veya müzakere sürecinin ucunun açık olup olmaması konularına benzemiyor. Ve o ölçüde Erdoğan'nın tek başına karar verebileceği bir mesele değil. Bu konudaki devlet kararının ve devlet stratejisinin dışına istese de çıkamıyor Erdoğan. Ki zaten bunu istediği de yok.

Başbakan Erdoğan "kırmızı çizgiler" konusundaki hassasiyetini ve masadan kalkma opsiyonunu muhataplarına net biçimde iletti. Böyle bir opsiyonun varlığı biliniyor. Ancak bunun olması zayıf ihtimal.

* Muhtemelen bu yazılanların okunduğu saatlerde bildiri ilan edilecek. Brüksel'deki hava, hakim beklenti, tam üyelik müzakerelerinin 2005'in ikinci yarısında başlayacağına ilişkin bir takvimin Türkiye'ye verileceği yönünde. Bu konuda Başbakan Erdoğan ve yakın çevresi de ihtiyatlı bir iyimserliğe sahip.

* Bildiri metni "kılçıksız" çıkmayacak ama Türkiye'nin kırmızı çizgilerinde çok ağır tahribat da olmayacak. O nedenle bu bildiri metni Ankara'ya ulaştığında AB'ye taraftar olanlar da AB'ye karşı olanlar da kendilerine yeterli malzeme bulabilecek. AB'ye karşı olan çevreler, Lozan'ın delindiğinden, Kıbrıs'ın satıldığına, ulusal onurun zedelendiğine kadar üzülünecek pek çok yorum çıkarabilecek. Buna karşın bildiri, iyimser pencereden bakanlar için ise sırf müzakere takvimi alınmış olması bağlamında dahi başarı sayılacak, Türkiye'nin girdiği bu süreçte ekonomik, sosyal ve siyasal açıdan büyük kazançlar elde edebileceği savunulabilecek.

DİĞER YENİ YAZILAR