Başbakan Tayyip Erdoğan’ın dün partisinin grup toplantısında söylediklerinden de anlaşılıyor ki “eğitim reformu” adı verilen ve 4+4+4 diye basit bir matematik formülüyle ifade edilen yasal düzenleme bu haliyle Meclis’ten geçecek.
Gerçi CHP direniyor. Sakarya Milletvekili Engin Özkoç’un rekorlar kitabına geçecek 12,5 saatlik kesintisiz konuşması da kesintisiz eğitimin engellenmesine yetmeyecek. Zorunlu eğitim 12 yıla yükselecek ama kesintili ve üç dilim halinde...
Kemal Kılıçdaroğlu, direneceğiz diyor, toplumu, sivil toplum örgütlerini de karşı çıkmaya, direnmeye çağırıyor ama sonuç alabilmesi güç. Eğitim komisyonu üyesi CHP’li milletvekillerinin engelleme amaçlı olarak saatler süren uzun konuşmaları da Genel Kurul’daki engelleme girişimleri de Başbakan Erdoğan’ın kararlılığını etkilemeyecek.
Çünkü Başbakan Erdoğan bu düzenlemeyi çok önemsiyor. Partisinin programında, seçim beyannamesinde ve hükümet programında olmasa da bu konu Erdoğan ve arkadaşları için önemli.
Hem de normal bir eğitim sistemi düzenlemesinin çok ötesinde anlamlar taşıyor Erdoğan ve arkadaşları için bu düzenleme.
Dünkü konuşmasında şunu söylüyor Başbakan Erdoğan:
“28 Şubat mimarlarının zihniyeti, maalesef genç nesiller üzerinde, eğitim sistemi üzerinde ağır bir tahribata neden olmuştur. Şimdi kademeli eğitimle 28 Şubat’ın son izlerini siliyoruz...”
Evet meselenin ucu gelip 28 Şubat post modern darbesine dayandırılmış durumda...
Öyle ya 1998 yılında yürürlüğe giren 8 yıllık kesintisiz eğitim yasası 28 Şubat MGK’sının bastırmasıyla çıkarılmıştı. 28 Şubatçılar yaptıysa veya yaptırdıysa kötüdür denebilir. Ama 8 yıllık kesintisiz eğitim 1960’lardan, 70’lerden beri Türkiye’nin gündemindeydi, temel eğitim reformunu 30 yıldır tartışıyordu Türkiye. O yıllarda yapılamayanı 28 Şubatçıların bastırmasıyla yapabildi Türkiye.
28 Şubat generallerinin niyeti çok farklı olabilir. Onlar imam hatiplerin orta kısımlarını kapatarak, lise bölümlerinin cazibesini düşürerek irtica tehdidinin büyümesini önlemeyi hedeflemiş olabilirler. Bunu, Atatürkçü, laiklikten yana bir gençlik yaratma planının parçası olarak da düşünmüş olabilirler.
Ama acaba 8 yıl kesintisiz temel eğitim tümüyle çok mu yanlıştı?
Kuşkusuz değildi. İyi yanları vardı. Zorunlu temel eğitimin 8 yıl olmasına AKP’nin da itirazı yok. Aksine bu süre şimdi 12 yıla çıkarılıyor.
Aslında bu konuda anlaşmazlığın temelinde “meslek eğitimi” diye genelleştirilerek adı tam olarak konulmamış bir imam hatip kavgası var. Hatta o da değil; din eğitimi sorunu var.
Derinlemesine din eğitimi, Kur’an ve fıkıh eğitimi, İslami değer ve usullerin geçerli olabileceği bir eğitim.
Bu yönde Türkiye toplumunda güçlü bir talep olduğuna kuşku yok. İmam Hatip Liselerine olan talep mesleki eğitim talebi değil. Din eğitimi talebi. Hem meslek lisesi sınıflaması içinde sayılsa da aslında imam hatip liselerini kimse meslek lisesi olarak görmüyor. Bu okullara giden çocuklar da, gönderen aileleri de meslek edinmeyi, imam veya hatip olmayı değil, sağlam bir din eğitimi almayı hedefliyorlar...
Onun için şu anki eğitim reformu tartışmasının özü derinlemesine din eğitimi ve imam hatiplerin orta kısımlarının yeniden açılması ile kız çocukların ergenlik çağına girmeden örtünmelerinin sağlanmasından ibaret.
Mesele imam hatipler mi?
Haberin Devamı