Kritik halka Danıştay saldırısı

Haberin Devamı

Ergenekon veya yeni adıyla “Agarta” terör örgütüyle ilgili tartışma, kamplaşma, kutuplaşma kolay kolay bitecek gibi değil. Çünkü bu olaya hemen herkesin bakışı önyargılı. Toplum, siyaset ve medya neredeyse ikiye bölünmüş durumda. Bir kesim çok tehlikeli, eli kanlı müthiş bir darbe ve terör örgütünün ortaya çıkarılmakta olduğunu savunurken, bir kesim “dağ fare doğurdu” diyor. İddiaların, gözaltıların muhalefete gözdağı olduğunu, AKP hakkındaki kapatma davasının rövanşı olduğunu ileri sürüyor.
Özellikle CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, bu soruşturma konusunda hükümeti çok ağır bir dille eleştiriyor, suçluyor. Partisinin dünkü grup toplantısında da iddianameyi ve hükümetin tutumunu eleştirdi Baykal:
“Ortada çeteleşmeyle ilgili ne uygulama varsa gereken karar alınacaktır. Böylesine kapsamlı iddianamenin kamuoyunda siyasi etkiyle genişletildiği, gereksiz kişilerin bu kapsama alındığı kuşkusu vardır.”
Sözü iddianamenin belkemiği niteliğinde olacağı anlaşılan Danıştay saldırısına getiriyor Baykal soruyor:

“Danıştay cinayetini tutuklanan paşalar mı, İlhan Selçuk mu, Mustafa Balbay mı işledi?”
Öyle anlaşılıyor ki Baykal, cumhuriyet savcılarının iddianameyi, en azından bazı olaylar ve zanlılarla ilgili bağlantıları hükümetin yönlendirmesiyle kurguladığına, iddianameyi bunun için genişlettiğine, tutuklama ve gözaltıların muhalefeti susturma amacına dönük olduğuna inanıyor.
Danıştay saldırısının hemen ardından dönemin Başbakan Yardımcısı, şimdiki Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin ve Başbakan Erdoğan’ın açıklamalarından örnekler veriyor. İddianamenin daha o günlerden itibaren hükümet tarafından yazıldığını, savcıların yönlendirildiğini ima ediyor.

Gerçekten de Şahin’in 17 Mayıs 2006 günü gerçekleşen Danıştay saldırısının üzerinden 5 saat bile geçmeden Meclis kürsüsünden, CHP’lilerin saldırının arkasından irticai güçlerin olduğu yönündeki iddialarını yanıtlarken söylediği şu sözler ilginç:
“Erken değerlendirmeler, çoğu zaman yanıltıcı olmuştur. Bekleyin, çok kısa sürede bu olayın hangi amaçla yapıldığı ve arkasında kimlerin olduğu ortaya çıkarılacaktır. Hatta, hissiyatımı sizlerle paylaşmak isterim, birtakım sürprizlere de hazır olun...”
Zaten hemen o gün hükümet çevrelerince medyaya saldırının arkasında “ulusalcı bir çetenin olduğu” haberleri de verilmeye başlamıştı.
Saldırının üzerinden bir hafta geçtikten sonra 24 Mayıs günü Erdoğan parti grubunda Danıştay saldırısının arkasından “bir ihanet çetesinin çıktığını” söylüyor ve ekliyor:
“Biz hükümet ve parti olarak, bütün boyutlarıyla bu işin üzerindeyiz. Bizzat şahsım da bu işi takip ediyor...”

Baykal şimdi Erdoğan’ın bu sözlerinden yola çıkıyor, iddianame ve operasyonlarla ilgili gelişmeleri, tutarsızlıkları değerlendiriyor ve kendince bir sonuç çıkarıyor.
Evet bu olayda gerçekten Danıştay saldırısı kilit öneme sahip.

Ankara’daki Ağır Ceza Mahkemesi’nin kuramadığı, “Danıştay saldırısı-Ergenekon” bağlantısı konusunda acaba İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nın elinde ne gibi sağlam kanıtlar var, bugün bunu bilemiyoruz. Kanıtların çok güçlü ve inanılır olması gerekiyor. Yoksa bu bağlantı çökerse iddianamede ciddi bir gedik açılma ihtimali var.
İki hafta sonra iddianame açıklandığında bunu hep birlikte göreceğiz. Ancak bugün itibariyle bu bağlantıya kuşku ile bakanların sayısı hiç az değil.

DİĞER YENİ YAZILAR