Kilidi açacak formül seçim barajı...

Haberin Devamı

Başbakan Tayyip Erdoğan anayasa değişikliği ve yargı reformu konusunda son derece kararlı. Ancak anayasa değişikliği konusunda sadece Başbakan ve partisinin kararlılığı yetmiyor. Asgari siyasal mutabakat da gerekiyor.

Zaten anayasa değişikliği için en az 367 milletvekilinin oyu gerekiyor. Bu sayıya ulaşmanın yolu CHP ve MHP ile uzlaşma aramaktan geçiyor.

Bu amaçla önümüzdeki günlerde iktidar partisi yetkilileri CHP ve MHP’nin kapısını çalacaklar. Fakat, her iki muhalefet partisi de uzlaşmaya kapalı duruyor. Bu dönemde, bugünkü iktidar çoğunluğunun anayasa değişikliği yapmasına her iki parti de şiddetle karşı.

Bu durumda anayasa değişikliği nasıl gerçekleşecek?

İktidar partisinin milletvekili sayısı ise 337. Meclis Başkanı oy kullanamayacağı için 336.

Yani uzlaşma olmaksızın girişilecek bir anayasa değişikliğinin Meclis’te 367’yi bulabilmesi olanaksız. AKP tek başına ancak referandum yoluyla bir değişikliğin önünü açabilir . Ki o noktada da Başbakan Erdoğan’ın da söylediği gibi “bıçak sırtı” bir durum sözkonusu .

Oylamalar sırasında eğer AKP, 7 fire verirse proje daha ilk adımda çıkmaza girecek.

Bu ihtimal de yok değil. Çünkü iktidar partisi içinde “açılım” tartışmaları ile başlayan ve son dönemdeki gerilimlerden, krizlerden de rahatsızlık duyan 20’ye yakın milletvekili olduğu söyleniyor. Gizli oylamada bu milletvekillerinin anayasa değişikliği lehinde oy kullanmaması değişikliği tümden imkansız hale getirebileceği gibi parti içinde de ciddi krizler çıkarabilir.

Bu riski aşmanın, referandum yoluyla da olsa 330’un üzerinde oyla anayasa değişikliğini geçirebilmenin aslında garantili bir yolu var.

Şimdilik yüksek sesle telaffuz edilmiyor ama bazı AKP kurmaylarının kafasında olan formül de bu... Özel bir pazarlık görüntüsü verilmeksizin BDP’nin desteğini almak.

Olmayacak şey değil. BDP anayasa değişikliğine destek verebilir. Ama, sadece yargı reformu, parti kapatmalarının zorlaştırılması ve Türkiye Milletvekilliği temel düzenlemelerine dayalı paketin BDP desteğini alabilmesi zor.

BDP parti kapatmalarına ilişkin hükümlerden elbette muzdarip. Ancak o siyasi gelenek bu zorluğa alıştı. Zor da olsa, ızdıraplı da olsa isim ve amblem değişikliği ile yola devam edebiliyor.

Asıl sıkıntı seçim barajında...

Eğer pakete seçim barajının yüzde 10’dan yüzde 5’e çekilmesine ilişkin hükmü de eklenirse BDP’nin, hatta DSP’lilerin desteği kendiliğinden gelebilir.

Bu formülün ayrıca referandumda da dengeleri değiştireceğine hiç kuşku yok.

Baraj sorunu yaşayan bütün partiler iktidarla birlikte “evet” kampanyasına katılabilir.

Başta SP, DP ve BBP olmak üzere parlamento dışındaki yüzde 10 mağduru bütün partilerin vereceği destek referandumu da garantiye almaya yetebilir...

O nedenle anayasa paketine son anda baraj hükmü eklenmesi sürpriz olmaz.

DİĞER YENİ YAZILAR