Açılım görüşmeleri İçtüzük engeline takıldığı için bir gün rötar yaptı. Bugün yapılması beklenen Meclis’teki genel görüşme yarına kaldı.
Ön görüşmesinin bile bu kadar kavgalı, gerilimli geçtiği açılımın esası üzerinde yarın yapılacak oturumda acaba sağlıklı bir tartışma ortamı yaşanabilecek mi?
Sıfır ihtimal...
Artık bu konuda iktidar ile muhalefet arasında ipler kopmuş durumda. Yumuşama bir yana gerilim dozunun giderek artacağı, yarınki Meclis oturumunun dün yapılan ön görüşmeden bile daha gergin geçeceği anlaşılıyor.
Önceki gün yapılan ön görüşmede parti sözcüleri konuşmuştu. Yarın ise genel başkanlar kürsüye çıkacak.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın da MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de hangi ton ve üslupta konuşacakları kimse için sürpriz değil.
Her iki muhalefet lideri de hükümeti ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ı yine çok ağır ifadelerle eleştirecek, eleştirmenin ötesinde suçlayacaklar.
Deniz Baykal, ne söyleyeceğinin ipuçlarını önceki günkü grup toplantısında verdi. Hükümetin yürütmekte olduğu açılım projesini cumhuriyete, cumhuriyetin temel niteliklerine karşı tuzak olarak niteliyor Baykal.
Başbakan Erdoğan’ın son olarak “Milli Birlik Projesi” diye adlandırdığı açılım Baykal’a göre “ulusal birliği parçalama adımı.”
Bahçeli’nin de en hafif suçlaması “bölücülük” yapıldığı iddiasıyla başlıyor...
Hükümet uygulamaya çalıştığı açılım projesini “bir devlet projesi” diye takdim ediyor. Ama ne yazık ki bu proje bir mutabakat projesi olamadı. Başlangıçta destek vereceği tahmin edilen DTP’nin bile isteklerinin tamamı karşılanmadığı için yarınki görüşmelerde hükümete ne ölçüde yakın durabileceği meçhul.
Oysa hükümet işin başlangıcında DTP’nin desteğine kesin gözüyle bakarken CHP’nin de kamuoyu baskısıyla kerhen de olsa destek verebileceğini, en azından köstek olamayacağını varsayıyordu. Fakat şimdi görünen o ki bu yolculukta AKP tek başına. Ve ciddi biçimde sıkıntı yaşıyor.
Bu aşamadan sonra Meclis’te mutabakat sağlayamamanın ötesinde toplumda da bu mesele üzerine ciddi kamplaşma ve kutuplaşma eğilimleri gözleniyor. Siyasetin zirvesinde tırmanan gerilim dalga dalga topluma da yansıyor.
AKP kendi içinde, parti örgütleri ve tabanında henüz açığa çıkmamış olsa da ciddi açılım sıkıntıları yaşıyor. Ayrıca yaptırılan anketler de açılımın partinin oy potansiyelini, toplumsal desteği aşındırdığını ortaya koyuyor.
O yüzden AKP sözcüleri, “gündemimizde anayasa değişikliği yok” ifadesinin ısrarla altını çiziyorlar. O yüzden “Bu bölünme değil, milli birliği, kardeşliği güçlendirme projesidir” diyorlar. PKK’nın Öcalan’ın muhatap alınmasının sözkonusu olmadığı konusunda kamuoyunu iknaya çalışıyorlar.
Fakat Silopi görüntülerinin neden olduğu hasarı tamir edebilmeleri zor...
Böyle gerilimli, sorunlu ve sıkıntılı bir ortamda hükümetin atabileceği adımlar terörü bitirmeye, huzur ve istikrarı sağlamaya yetecek mi?
O da kuşkulu...
Kavga ederek açılım olur mu?
Haberin Devamı