Karayalçın’ın itirazı...

Haberin Devamı

İstanbul, Ankara ve İzmir’de büyükşehir belediye başkanlıkları için AKP ile CHP arasındaki yarış giderek kızışıyor. Her iki parti de ülke genelinden çok, bu üç büyük şehirde rekabeti şimdiden üst düzeye çıkarmış durumda.

AKP, “CHP’nin son kalesi” olarak nitelediği İzmir Büyükşehir’i alıp ana muhalefeti kendisine rakip olmaktan çıkarmanın hesaplarını yapıyor.

CHP’nin hesabı ise Ankara ve İstanbul’u alıp AKP’ye onulmaz bir yara açmak...

Bu kapsamda iki parti ve adaylar birbirlerinin eksiklerini, yolsuzluk iddialarını gündeme getirirken diğer yandan da yeni projelerini teker teker açıklıyorlar.

Son günlerde Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı ile dikkatler her ne kadar İstanbul’a çevrilmiş durumda olsa da Ankara’da yarışta da önümüzdeki günlerde ilginç gelişmeler yaşanabilir. Ankara’da iki ezeli rakip şimdiki Belediye Başkanı AKP’li Melih Gökçek’le CHP adayı Murat Karayalçın yarışacak.

Bir süre öncesine kadar Gökçek için, “açık ara önde, kesin seçilir” deniyordu. Gerçi, dün konuştuğumuzda kendisi hâlâ çok iddialı ve sonuçtan emin gözüküyor. “En az 20 puan farkla seçimi kazanırım” diyor Gökçek. Yaptırdığı son ankete göre oyu yüzde 50’nin üstünde. En yakın rakibi Karayalçın ise yüzde 30’larda. MHP adayı Mansur Yavaş ise şimdilik yüzde 13’ler düzeyinde.

Seçime daha iki ay var, acaba 2 ay sonra sandıktan hangi sonuç çıkacak? 2004 seçimlerinde yüzde 12’ler düzeyinde bir oy alan CHP şimdi Karayalçın’la yüzde 30’ları aşmış gözüküyor. Gökçek şu anki durumdan çok memnun ama CHP’deki toparlanma sürer, Mansur Yavaş da MHP’nin oylarını artırırsa sürpriz bir sonuçla karşılaşabilir 29 Mart’ta.

Karayalçın’ın açıklaması

İki gün önce isim belirtmemiştim ama belediye başkan adaylarının vaatlerini değerlendirirken, “25 bin işsize iş, bütün yurttaşlara yoksulluk sınırı düzeyinde gelir sağlama” vaatlerinin bir anlamda “kim daha fazla sadaka verecek?” yarışına dönüşmekte olduğunu yazmıştım. Murat Karayalçın bu değerlendirmeye itiraz ediyor. Gönderdiği yazılı açıklamada, “Projelerimizin sadakayla, lütufla ilgisi yoktur. Tam tersine her yurttaşın belli bir gelir düzeyinin üzerinde yaşamasını hak olarak tanımlayan bir yaklaşımdır” diyor.

Karayalçın’ın açıklaması özetle şöyle:

“Devletin verilerine göre Türkiye’de dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 2008 yılı fiyatlarıyla 600 TL dolaylarındadır. Her ailenin bu düzeyde gelir elde etmesi o ailenin hakkıdır. Biz her ailenin gelirini 600 TL’nin üzerine çıkaracak kadar belediye hizmeti ve yardım sunacağımızı söylüyoruz. Bu yöntemle keyfi, rastgele yardımlara son verilecek, nesnel kriterlere dayalı olarak yoksul ailelerin asgari ihtiyaçları karşılanacaktır. Yoksulluk var olduğu sürece, en gelişmiş ekonomilerde dahi bu yaklaşımın sürdürülmesi kaçınılmazdır...

Kent İşçiliği Projesi ile hem istihdam sağlanacak, hem de kentin önemli sorunlarına çözüm aranacaktır. 25.000 kişi yaşlı bakımı, engelliklere destek hizmetleri, fidan yetiştiriciliği, ağaç dikimi ve bakımı gibi işlerde istihdam edilecektir. Biz Kent İşçiliği projesinin önümüzdeki dönemde Türkiye’ye örnek olacağını düşünüyoruz.

İki projenin toplam maliyeti 450-500 milyon dolar tutarındadır. Hiçbir kaynak bulunmasa dahi, bağlı kuruluşlarıyla birlikte toplam belediye bütçesinin % 15’i oranında bir kaynakla bu projeler karşılanabilir....”

DİĞER YENİ YAZILAR