İttifak iktidar getirebilir mi?

Cumhurbaşkanlığı seçimi üzerine siyasi partiler arasında bir süre önce doruğa ulaşan gerilimin son günlerde oldukça düşük seviyelere indiği gözleniyor. Bu da aslında sürpriz değil

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanlığı seçimi üzerine siyasi partiler arasında bir süre önce doruğa ulaşan gerilimin son günlerde oldukça düşük seviyelere indiği gözleniyor. Bu da aslında sürpriz değil. Gerilimin dozu ister istemez düşecekti. Çünkü, muhalefet partileri de çok iyi farkında ki, cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda AKP, daha doğrusu Tayyip Erdoğan ne derse o olacak. Muhalefet partilerinin bu konuda hiçbir belirleyici etkisi olmayacak.

Muhalefet aslında ilk günden itibaren işin farkında. Ve bugün itibariyle de cumhurbaşkanlığı seçiminden çok, o seçim yapılıp yeni cumhurbaşkanı belli olduktan, Tayyip Erdoğan Çankaya’ya çıktıktan sonrasının hesabında.

Onlar için asıl önemli olan en geç 4 Kasım günü yapılması gereken milletvekili genel seçimleri. Cumhurbaşkanlığı seçimi tartışmalarına girmeleri ise siyasetin gereği...

Tabii ki zaman ilerledikçe adaylık başvurularının son günü olan 26 Nisan yaklaştıkça bu tartışmalar kuşkusuz yine alevlenecek. Yine karşılıklı ağır suçlamalar, indiririz, yargılarız tehditlerine belki yenileri de eklenecek ama sonuç değişmeyecek.

Meclis, AKP’nin çoğunluğu, 11. Cumhurbaşkanı’nı muhtemelen 3 Mayıs günü seçecek. Kimi seçeceği de az çok belli. Ama CHP başta olmak üzere parlamento içi muhalefetin zayıf da olsa bir başka beklentisi Erdoğan’ın aday olmaması üzerine kurulu.

Böyle bir durumda iktidar partisi içinde küçük çaplı bir deprem yaşanabileceği hesaplanıyor. Örneğin Erdoğan’ın Bülent Arınç veya Abdullah Gül’ü aday göstermeyip bir üçüncü ismi oya sunması ihtimali...

O takdirde Arınç’ın aday olacağına hiç kuşku duyulmuyor. Hatta belki başka etkili isimlerin de. İşte o zaman Meclis içi muhalefet AKP’nin içini karıştırmak için Erdoğan’ın en arzu etmediği adaya destek vererek iktidar partisinde iç karışıklık çıkartmayı düşünebilir. Ama bu da çok zayıf bir ihtimal...

Onun dışında muhalefet partilerinin seçim sürecine etki edebilmeleri imkansız.

Onların da zaten asıl düşündükleri, kaygılandıkları milletvekili genel seçimi.

Bu seçime cumhurbaşkanlığı seçiminden malzeme taşıyabileceklerini de umuyorlar elbette.

CHP’nin de MHP’nin de DYP’nin de asıl hedefi genel seçimlerde AKP’nin tek başına iktidarına son vermek. Erdoğan’ı Çankaya Köşkü’nde yalnızlaştırmak. En azından ikili veya üçlü bir koalisyon imkanına kavuşabilmek.

Bir de baraj korkusu yaşayan partiler var ki onların gündeminde Cumhurbaşkanlığı seçimi zaten hiç yok... Onlar için yüzde 10 barajını aşacak formüller bulmak çok daha hayati önemde.

Bugün için Erbakan’ın SP’sinden Cem Uzan’ın GP’sine hatta BBP’den ANAP’a kadar anketlerin baraj altında gösterdiği bütün partilerin ilgili ve yetkililerinin kafası bu sorunu nasıl aşacaklarıyla meşgul. O nedenle henüz resmi düzeyde olmasa bile bu partiler arasında değişik düzeylerde bir görüşme trafiği, nabız yoklama faaliyeti yaşanıyor. İttifakla girilecek bir seçimde alınabilecek sonuçlar tartışılıyor.

Hatta geniş ve güçlü bir ittifak formülüyle iktidar hesapları bile yapılıyor...

DİĞER YENİ YAZILAR