Davutoğlu’ndan ’yeni bir açılım’ için İsrail’e 6 şart:
* Barışçıl bir dil kullanmalı
* Barışçıl bir politika uygulanmalı
* Bölge halklarına saygılı davranmalı
* Gazze’ye uygulanan ambargo kalkmalı
* Doğu Kudüs ve Mescid-i Aksa’ya uygulanan baskılar kalkmalı
* Obama ve uluslararası toplumun barış çabalarına destek olmalı
Davos’ta geçen yıl Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “one munite” çıkışıyla başlayan İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı’nın Büyükelçi Oğuz Çelikkol’a yaptığı saygısızlıkla doruğa ulaşan İsrail ile ilişkilerdeki kriz özür mektubu ile aşıldı. Ancak iki ülke arasındaki ilişkiler hala hassas, hala gerilimli.
Peki son krizden ve özür mektubundan bir hayır doğar mı? Bir yıldan beri giderek kötüleşen Türkiye-İsrail ilişkilerinde bu özür mektubundan sonra yeni bir süreç başlayabilir mi? Yeniden karşılıklı güvene dayalı bir işbirliği dönemi açılabilir mi?
Soruyu önceki gece Zagrep’te Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na sorduk.
“Olabilir, biz olmasını çok isteriz” dedi Dışişleri Bakanı, “ama” eklemeyi de ihmal etmedi:
“Olabilir ama bundan sonra uygun davranılması lazım. Bizim İsrail’den beklentilerimiz çok net. Barışçıl bir dil ve barışçıl bir politika izleyin diyoruz. Başta Filistin olmak üzere bölge halklarına saygılı davranın diyoruz...”
Davutoğlu İsrail ile ilişkilerin geleceği konusunda koşullu iyimser. “İsrail ile çok iyi olan ilişkilerimiz geçen yıl nasıl bozulduysa aynı şekilde düzelebilir” diyor.
İlişkilerin düzelmesi için gerekli koşulları da şöyle sıralıyor Davutoğlu: “Bunun için Gazze’ye uygulanan ambargo kalkmalı. Doğu Kudüs ve Mescid-i Aksa’da uygulanan baskılar kalkmalıdır. ABD Başkanı Obama ve uluslar arası toplumun barış yönündeki çabalarına destek olunmalı. İsrail eğer bunu yaparsa sadece bizimle değil tüm bölge ile ilişkilerini normalleştirebilir. Bizim İsrail’e tepkimizin insani yönü Gazze saldırılarıdır. Kültürel yönü, Kudüs ve Mescid-i Aksa’dır. Siyasi yönü ise barış sürecindeki tıkanıklıktır...”
İsrail’in uluslar arası toplumdan kendisine ve uyguladığı saldırgan politikalara yönelik eleştirilere karşı kullandığı anti semitizm kalkanına da değinen Davutoğlu, “Türkiye de anti semitik bir tutum sözkonusu değildir. Sorun İsrail’in politikalarındaki yanlışlardır” diyor. Şu örneği veriyor:
“Niye ilişkilerimiz 2008’e kadar bu kadar iyiydi de bugün bu kadar kırılganlaştı? Tamamıyla İsrail’in tutumu yüzünden... İsrail’le ilgili tepkiler hemen anti semitizm suçlaması ile eşleştiriliyor. Bu yanlış. Şimdi İran nükleer hadisesi yüzünden eleştirildiğinde buna İslamafobi mi deniyor? Hayır. Ama İsrail politikaları tenkit edildiğinde hemen anti semitizm diye adlandırılmaya çalışılıyor, öyle bir hava yaratılmaya, suçluluk duygusu oluşturulmaya çalışılıyor. Ancak Türkiye’nin böyle bir suçluluk duygusu yok. Tarihinde yok. Tarihte Yahudiler ne zaman zor duruma düşmüşse Türkiye onlara güvenli bir sığınak olmuştur hep. Biz hiçbir zaman anti semitik olmadık, olmayacağız. Ama İsrail yönetiminin hatalarını eleştirmekten de geri durmayacağız.”
İsrail ile yeni bir açılım süreci başlar mı?
Haberin Devamı