“İntikam” nasıl alınacak?...

Haberin Devamı

Türkiye bu travmayı, bu şoku, Silvan saldırısında da yaşamıştı. O gün de Başbakan Tayyip Erdoğan “bıçağın kemiğe dayandığını” söylemiş, “sözün bittiği noktadayız” demişti.

Şimdi Çukurca baskınının ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “intikam” diyor.

Çok önemli bir başka ifadesi daha var Cumhurbaşkanı Gül’ün:

“...Bunlara (Terör örgütüne) yataklık edenler, at koşturmalarına fırsat verenler de neticelerine katlanırlar...”

Cumhurbaşkanı’nın ifadesine göre, PKK terör örgütüne yardım ve yataklık eden, lojistik destek sağlayanların da cezalandırılmasının öngörüldüğü anlaşılıyor.

PKK’nın yanısıra kim yada kimleri cezalandırmayı düşünüyor Türkiye?

Aslında PKK yatakçılarının kim veya kimler olduğunu artık sokaktaki adam da biliyor.

Bugün özellikle de büyük saldırılar, baskınlar için 50 - 100, bazen daha fazla sayıda, ağır silahlarla donanmış terörist gruplar nereden geliyor?

Kuzey Irak’tan...

Peki terör örgütünün eğitim merkezleri askeri kampları, silah ve mühimmat depoları nerede?

Yine Kuzey Irak...

Terör örgütü nereden sevk ve idare ediliyor?

Kuzey Irak’taki Kandil bölgesinden...

Örgütün elebaşıları da bu bölgede yaşıyor. Yabancı konuklarını, gazetecileri bu bölgede kabul ediyor.

Kapsamlı operasyonlarda yaralanan teröristlerin çoğunun Kuzey Irak’taki özerk Kürt yönetiminin denetimindeki sağlık tesislerinde tedavilerinin yapıldığı da biliniyor.

Özeti şu:

Örgütün ve örgüt elebaşılarının yatağı Kuzey Irak’taki serbest terör üsleri. Yataklık yapanlar ise birincisi bu bölgenin, yani Kürdistan Özerk Kürt Bölgesi yönetimi, yani Mesut Barzani Yönetimi.

İkincisi Merkezi Irak yönetimi...

Üçüncü, ama en önemlisi ise dünkü alçak saldırı haberinin duyulması üzerine olayı ilk lanetleyen Büyükelçi’nin ülkesi. Yani Irak’taki işgalci güç olan ABD...

Peki Türkiye ne yapacak?

Cumhurbaşkanı Gül’ün sözünü ettiği intikam nasıl alınacak?

Bu konuda dün sabahtan akşama kadar Cumhurbaşkanı’nından Başbakan’a, muhalefet liderlerine ve terör uzmanlarına kadar hemen herkesin hamasi nutuklarını dinledi Türkiye kamuoyu.

Net ve çarpıcı öneri, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den geldi.

Öteden beri sınırötesi kara harekatıyla Kandil’e Türk Bayrağı dikilmesini öneren Devlet Bahçeli dün de özetle şunu önerdi:

n Sınırlarımız içerisinde terörün yoğun olduğu bölgelerde Olağanüstü Hal ilan edilsin

n Sınırötesi Askeri Harekatla Kandil başta olmak üzere Kuzey Irak’taki terör yuvaları yok edilsin

n Sınır bölgesinde Güvenlik Kuşağı oluşturulsun...

Hükümet bu önerileri kabul edecek mi?

Hayır...

Özellikle de Olağanüstü Hal önerisinin kabul görmesi mümkün değil. Hükümet, terörle mücadeleyi normal demokratik sistem ve normal hukuk kuralları çerçevesinde sürdürmeye kararlı.

Sınırötesi kara harekatı ise zaten bir süreden beri hükümetin de gündeminde. Muhtemelen önümüzdeki günlerde kara harekatı gerçekleştirilecek.

Ancak bu kez düşünülen kara harekatının, bugüne kadar yapılan örneklerinden çok farklı olacağı söyleniyor.

“Şiddeti çok ağır olacak, çok ağır bir cezalandırma olacak” diyor konuştuğumuz hükümet kaynakları.

Bu kaynakların verdiği bilgiye göre, önümüzdeki süreçte terörle mücadelenin ana hatları şu şekilde olacak:

“Sınır ötesi harekat, sadece kamuoyunu tatmin etmek için göstermelik bir eylem olmayacak. Dost düşman herkesi şaşırtacak ölçüde etkili ve ağır olacak, bölücü örgüte nihai darbe özelliği taşıyacak. Ama bu arada tek hedef bu olmayacak. Öncelikle ülke sınırları içerisinde bilinen, tesbit edilen terör yuvaları, tıpkı iki hafta önce PKK’nın içerdeki en önemli üslerinden biri olan Kavaklı yuvası gibi teker teker imha edilecek.

Bazı il ve ilçe merkezlerinde bir süreden beri sorunlu olan kamu düzeninin sağlanması için gerekenler yapılacak. Devlet otoritesi kesinlikle tesis edilecek. KCK operasyonları genişletilecek, sivil halkın arasına karışmış olan terörist unsurlar ayıklanacak...”

Görünen o ki kara harekatı için Ankara artık gün sayıyor.

Düşünülen bu kara harekatıyla birlikte terörle mücadele farklı bir boyut kazanacak.

İşin askeri boyutu öne çıkacak. Ama en azından mevcut durumda hükümet, askeri operasyonların yanısıra demokratikleşme ve açılım politikasını da sürdürmeye kararlı gözüküyor.

DİĞER YENİ YAZILAR