IMF anlaşması Nisan’a sarkar

Haberin Devamı

Kamuoyunda özellikle de bürokrasi olsun, iş dünyası olsun ekonomi çevrelerinde son günlerde yanıtı aranan soru bu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “IMF’siz yola devam” diyecek mi?

Aslında bu soru etrafında yürütülen tahminler son günlerde ülke sınırlarını aşmış durumda. Atlantik ötesinde Washington’da, IMF merkezinde de en hararetli sohbet konuları arasında.

Dün, IMF ile hâlâ yakın ilişkileri olduğunu bildiğim eski bürokrat bir dostumla telefonla konuştum. Washington’daymış. Halen IMF’de görev yapan bir arkadaşını ziyarete gitmiş, birlikte yemek yemişler.

IMF yemekhanesinden aldığı Türkiye izlenimini şöyle anlatıyor:

“Oradakilerin çoğu Türkiye’yi Türk siyasetçisini iyi tanıyorlar. Başbakan Erdoğan’ın son günlerde IMF’ye rest çeken konuşmalarını da seçmene mesaj olarak algılıyorlar. Hükümetin Nisan’a kadar işi sürüncemede bırakacağını düşünüyorlar. Konuştuğum IMF’deki arkadaşlarımın ortak görüşü şu: Gecikme belki iktidar partisinin lehine sonuç verebilir ama Türkiye’ye faturası ağır olabilir...”

Oysa Devlet Bakanı Mehmet Şimşek aksi düşüncede. Şimşek önceki günkü demecinde Türkiye’nin IMF’siz de olsa rahatlıkla yola devam edebileceğini düşünüyor.

Şimşek’in şu sözleri son derece ilginç:

“Türkiye 15 ila 30 milyar dolar olarak bahsedilen dış finansman ihtiyacını rahatlıkla karşılar. Çünkü yeterli döviz rezervi var...”

Acaba öyle mi? Rakamlara bakmakta fayda var. Şimşek’in sorumlu olduğu Hazine verilerine göre Türkiye bu yıl 54 milyar 518 milyon doları anapara, 10 milyar 368 milyon doları da faiz olmak üzere toplam 64 milyar 886 milyon dolar dış borç ödemesi yapacak.

Yine hükümetin krizin Türkiye’yi “teğet geçeceğini” varsayarak hazırladığı 2009 yılı ekonomik programına göre 50.4 milyar dolar da cari açık verecek.

Bu durumda Türkiye’nin bu yılki dış finansman ihtiyacı en az 105 milyar dolar. Fakat hükümetin cari açık rakamı gerçekçi düzeye, 25-28 milyar dolara çekildiğinde rakam 80- 83 milyar dolara iniyor.

Ödenecek dış borç anapara tutarı kadar yeni borçlanma yapabilir mi Türkiye? Son aylardaki gelişmelere bakılırsa bunun çok zor olduğu açıkça görülebilir. Örneğin 2008’in ilk 9 ayında (Ocak- Eylül) sadece özel sektör ödediği miktardan 24 milyar dolar daha fazla dış borç sağlayabilmiş ve toplam borçluluğunu bu oranda artırmıştı. Fakat krizin şiddetini artırmaya başladığı Ekim ayından itibaren işler değişti. Ekim ve Kasım aylarında borçlandığı miktardan 7.7 milyar daha fazla borç ödemek durumunda kaldı. Bu durum Aralık ayında da Ocak’ta da değişmedi. Bundan sonraki aylarda değişecek mi? Dünya değişirse belki ama o yönde de hiç umut verici bir işaret yok.

Yine de en iyimser tahminle Türkiye ödediği borç kadar dış kredi sağlasa bile geriye 25 - 28 milyar dolarlık bir açığı kalıyor.

IMF’siz bu açığı kapatmak çok ama çok zor.

O yüzden IMF’siz yolculuk hayırlı bir yolculuk olmaz.

DİĞER YENİ YAZILAR